|
- Every summer, we come out to the country to get fresh air.
- Her yaz temiz hava almak için kırlara gideriz.
- Tom and Mary go hiking together every summer.
- Tom ve Mary her yaz birlikte yürüyüşe çıkarlar.
- Many Germans travel to Greece every summer.
- Birçok Alman her yaz Yunanistan'a seyahat eder.
- Tom's family vacations in the mountains every summer.
- Tom'un ailesi her yaz dağlarda tatil yapar.
- They go camping every summer.
- Her yaz kamp yapmaya gidiyorlar.
- When I was a boy, I'd go to the ocean every summer.
- Ben bir çocukken, her yaz okyanusa giderdim.
- I still go to Boston every summer.
- Hâlâ her yaz Boston'a giderim.
- She goes to her family's home in France every summer.
- O, her yaz Fransa'da ailesinin evine gider.
- Tom goes to Boston every summer.
- Tom her yaz Boston'a gider.
- I used to stay with my grandmother for a couple of weeks every summer.
- Her yaz birkaç hafta büyükannemde kalırdım.
- Tom used to go to Boston every summer.
- Tom eskiden her yaz Boston'a giderdi.
- When Tom was a child, he went to Boston every summer to stay with his grandparents.
- Tom çocukken her yaz Boston'a büyükanne ve büyükbabasının yanına giderdi.
- Tom stays with us every summer.
- Tom her yaz bizimle kalır.
- As a boy, he would go to the seaside every summer.
- Çocukken her yaz deniz kenarına giderdi.
- Tom still does that every summer.
- Tom hala her yaz bunu yapıyor.
- He takes a group of students to Spain every summer.
- O her yaz bir grup öğrenciyi İspanya'ya götürür.
- You came to Bergerac every summer!
- Her yaz Bergerac'a geldin!
- Tom used to come to visit us every summer.
- Tom her yaz bizi ziyaret etmeye gelirdi.
- When I was a child, I used to go to the seashore every summer.
- Çocukken her yaz deniz kıyısına giderdim.
- Tom still goes fishing with Mary every summer.
- Tom hala her yaz Mary ile balığa gider.
- His family vacations in the mountains every summer.
- Ailesi her yaz dağlarda tatil yapıyor.
- Tom has been going to that beach every summer since he was very young.
- Tom çok küçüklüğünden beri her yaz o sahile gidiyor.
- We rented a house on this lake every summer when our children were younger.
- Çocuklarımız küçükken her yaz bu gölde bir ev kiralardık.
- I visit Boston every summer.
- Her yaz Boston'u ziyaret ediyorum.
- Mary used to go to Boston every summer when she was a child.
- Maria çocukken her yaz Boston'a giderdi.
- Tom still does that every summer.
- Tom hâlâ bunu her yaz yapar.
- Millions of tourists flock to Turkey every summer to visit Hagia Sophia in Istanbul.
- Milyonlarca turist her yaz İstanbul'daki Ayasofya'yı ziyaret etmek için Türkiye'ye akın ediyor.
- He takes a group of students to Spain every summer.
- Her yaz bir grup öğrenciyi İspanya'ya götürüyor.
- Every summer I go to the countryside.
- Her yaz kırlara giderim.
- You came to Bergerac every summer!
- Her yaz Bergerac'a gelirdin!
- Tom still goes to Boston every summer.
- Tom hâlâ her yaz Boston'a gider.
- Tom and I go fishing together every summer.
- Tom ve ben her yaz birlikte balığa gideriz.
- We rented a house on this lake every summer when our children were younger.
- Çocuklarımız küçükken her yaz bu gölde bir ev kiraladık.
- Mary used to go to Boston every summer when she was a child.
- Mary çocukken her yaz Boston'a giderdi.
- We go camping every summer.
- Her yaz kamp yapmaya gideriz.
- His family vacations in the mountains every summer.
- Ailesi her yaz dağa tatile gider.
- Tom used to go to Boston every summer.
- Tom her yaz Boston'a giderdi.
- Tom used to come to visit us every summer.
- Tom her yaz bizi ziyarete gelirdi.
- When I was a boy, I'd go to the ocean every summer.
- Çocukken her yaz okyanusa giderdim.
- They go camping every summer.
- Onlar her yaz kampa giderler.
- Tom goes camping every summer.
- Tom her yaz kampa gider.
- I go to the country every summer.
- Her yaz köye giderim.
- I used to go camping every summer.
- Her yaz kamp yapmaya giderdim.
- I visit Boston every summer.
- Her yaz Boston'a giderim.
- I go to the country every summer.
- Her yaz taşraya giderim.
- When I was a child, I used to go to the seashore every summer.
- Ben bir çocukken, her yaz sahile giderdim.
- Do you still go to Boston every summer?
- Hala her yaz Boston'a gidiyor musun?
- She goes to her family's home in France every summer.
- Her yaz ailesinin Fransa'daki evine gider.
- We go camping every summer.
- Biz her yaz kampa gideriz.
- Tom still goes to Boston every summer.
- Tom hala her yaz Boston'a gidiyor.
- I used to stay with my grandmother for a couple of weeks every summer.
- Ben her yaz birkaç hafta büyükannemle kalırdım.
- We go abroad every summer.
- Her yaz yurtdışına gideriz.
- Many Germans travel to Greece every summer.
- Birçok Alman her yaz Yunanistan'a seyahat ediyor.
Show More (50)
|
