|
- That is the case for all components of the package, except for fruit juices.
- Bu durum, meyve suları hariç, ambalajın tüm bileşenleri için geçerlidir.
- This applies to all age groups, except for the 16 to 18 group.
- Bu, 16-18 yaş grubu hariç tüm yaş grupları için geçerlidir.
- Except for John, they all arrived.
- John hariç hepsi ulaştı.
- Except for John, they all arrived.
- John hariç, onların hepsi geldi.
- Everyone was invited, except for me.
- Ben hariç herkes davetliydi.
- The Mexican government announced the banning of all imports of second-hand cars, except for 1998 models.
- Meksika hükümeti 1998 modelleri hariç tüm ikinci el araba ithalatını yasakladığını duyurdu.
- Except for leap years, February has only 28 days.
- Artık yıllar hariç, Şubat'ta sadece 28 gün vardır.
- I like all vegetables except for cabbage.
- Lahana hariç tüm sebzeleri severim.
- All of us went except for Tom.
- Tom hariç hepimiz gittik.
- Everyone is here except for him.
- O hariç herkes buradadır.
- This is a good report, except for this mistake.
- Bu hata hariç, bu iyi bir rapor.
- The whole crew left except for Tom.
- Tom hariç bütün mürettebat terk etti.
- The whole crew left except for Tom.
- Tom hariç tüm ekip gitti.
- I agree with you, except for the part about the profits.
- Kar hakkındaki kısmı hariç, sizinle aynı düşüncedeyim.
- Except for Bill, they all made it.
- Bill hariç, hepsi başardı.
- They're all drunk except for Tom.
- Tom hariç onların hepsi sarhoş.
- Everybody in the family wore glasses except for Tom.
- Tom hariç ailede herkes gözlük taktı.
- Mary lives alone except for her cat.
- Mary, kedisi hariç yalnız yaşıyor.
- Tom never does anything for anybody, except for himself.
- Tom kendisi hariç, hiç kimse için asla bir şey yapmaz.
- A philosopher is a man who can solve all problems, except for his own.
- Filozof, kendi problemleri hariç tüm problemleri çözebilen adamdır.
- I don't have hobbies, except for football.
- Futbol hariç, hobilerim yok.
- Your composition is perfect except for a few mistakes.
- Birkaç hata hariç kompozisyonun mükemmel.
- All of us went except for him.
- O hariç hepimiz gittik.
- I don't know anybody here, except for Tom.
- Tom hariç buradaki hiç kimseyi tanımıyorum.
- Except for carrots, there is nothing he won't eat.
- Havuç hariç, onun yemeyeceği hiçbir şey yok.
- Everyone came except for Marco.
- Marco hariç herkes geldi.
- I had no friends except for Mary.
- Mary hariç hiçbir arkadaşım yoktu.
- Everyone came except for Tom.
- Tom hariç herkes geldi.
- Except for Tom, everybody went home.
- Tom hariç, herkes evine gitti.
- Her composition is very good except for two or three spelling errors.
- İki ya da üç yazım hatası hariç onun kompozisyonu çok iyi.
- They're all drunk except for Tom.
- Tom hariç hepsi sarhoş.
- The Mexican government announced the banning of all imports of second-hand cars, except for 1998 models.
- Meksika hükümeti 1998 modeller hariç tüm ikinci el arabaların ithalatını yasakladığını duyurdu.
- Except for Tom, the whole family went swimming.
- Tom hariç, bütün aile yüzmeye gitti.
- Everybody died except for us two.
- Biz ikimiz hariç herkes öldü.
- Except for one person, everybody went home.
- Bir kişi hariç herkes eve gitti.
- This book is very good except for a few mistakes.
- Bu kitap, birkaç hatası hariç, çok iyi.
- We're all here except for him.
- O hariç hepimiz buradayız.
- All old people were once young and all young people will be old one day, except for those that die on the way.
- Tüm yaşlı insanlar bir zamanlar gençti ve tüm gençler de bir gün yaşlanacak, yolda ölenler hariç.
- We're all here except for Tom.
- Tom hariç hepimiz buradayız.
- I don't know anyone here, except for Tom.
- Tom hariç buradaki hiç kimseyi tanımıyorum.
- I like all vegetables except for cabbage.
- Lahana hariç bütün sebzeleri severim.
- Everyone left, except for us.
- Biz hariç herkes gitti.
- Except for Tom, everyone in the family can speak French.
- Tom hariç, ailede herkes Fransızca konuşabilir.
- Except for Tom, everybody seems to be having fun.
- Tom hariç, herkes eğleniyor gibi görünüyor.
- All the crew left except for Tom.
- Tom hariç tüm ekip gitti.
- I agree with you, except for the part about the profits.
- Sana katılıyorum, kârla ilgili kısım hariç.
- Humans are not descended from apes, except for some people.
- Bazıları hariç, insanlar maymundan gelmemiştir.
- Except for Tom, the whole family went swimming.
- Tom hariç, tüm aile yüzmeye gitti.
- They're all citizens except for one.
- Biri hariç onların hepsi vatandaş.
- Except for Tom, everybody went home.
- Tom hariç herkes evine gitti.
- Everyone laughed except for Tom.
- Tom hariç herkes güldü.
- Except for the weather, it was a great picnic.
- Hava hariç, harika bir piknikti.
- Except for Tom, the family was all watching TV in silence.
- Tom hariç, bütün aile sessizce TV izliyordu.
- Here is just like home, except for the heat.
- Burası tıpkı evim gibi, sıcak hariç.
- Except for Taro, Jiro is the tallest.
- Taro hariç, Jiro en uzundur.
- I work every day except for Sundays.
- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- Everyone is here except for Tom.
- Tom hariç herkes burada.
- I don't know anyone, except for Tom.
- Tom hariç, kimseyi tanımıyorum.
- Everyone at the party was drunk except for Tom.
- Tom hariç partideki herkes sarhoştu.
- The lights are on in every house on this street, except for Tom's.
- Tom'unki hariç bu sokaktaki her evin ışıkları yanıyor.
- Humans are not descended from apes, except for some people.
- Bazı insanlar hariç, insanlar maymundan gelmiyor.
- Except for me, there wasn't a single person there.
- Ben hariç, orada tek bir kişi yoktu.
- They're all citizens except for one.
- Biri hariç hepsi vatandaş.
- Everyone was invited, except for me.
- Ben hariç, herkes davet edildi.
- Tom never did anything for anybody, except for himself.
- Tom kendisi hariç, hiç kimse için bir şey yapmadı.
- Your composition was good except for the spelling.
- Kompozisyonun imla hariç iyiydi.
- Except for a few mistakes, his composition is perfect.
- Birkaç hata hariç onun kompozisyonu mükemmel.
- Except for Tom, everyone in the family can speak French.
- Tom hariç, ailedeki herkes Fransızca konuşabiliyor.
- All the crew left except for Tom.
- Tom hariç bütün tayfa terk etti.
- All of us except for Tom thought Mary was guilty.
- Tom hariç hepimiz Mary'nin suçlu olduğunu düşündük.
Show More (67)
|
|
- It would probably please everyone, except for unification fanatics.
- Birleşme fanatikleri dışında muhtemelen herkesi memnun edecektir.
- I support this resolution, except for Amendment No 1.
- Bu kararı, 1 numaralı değişiklik dışında destekliyorum.
- That is all, ladies and gentlemen, except for one last word.
- Bayanlar ve baylar, son bir söz dışında hepsi bu kadar.
- Who would benefit from this, except for those opposed to reforms and to enlargement?
- Reformlara ve genişlemeye karşı olanlar dışında bundan kim faydalanacak?
- Besides that, nothing, except for a long exile to my room.
- Bunun dışında, odama uzun bir sürgün dışında hiçbir şey.
- Besides that, nothing, except for a long exile to my room.
- Bunun dışında, hiçbir şey, odamda geçireceğim uzun sürgün haricinde.
- Mary lives alone except for her cat.
- Mary, kedisi dışında yalnız yaşıyor.
- The room was empty except for a shabby bed.
- Oda, eski yatak dışında boştu.
- Everyone is here except for him.
- Onun dışında herkes burada.
- I had no friends except for Mary.
- Mary dışında hiç arkadaşım yoktu.
- Except for Tom, everybody did that.
- Tom dışında herkes bunu yaptı.
- The kitchen table was bare except for a bowl of fruit.
- Mutfak masası bir kase meyve dışında bomboştu.
- Except for Tom, everyone did that.
- Tom dışında herkes bunu yaptı.
- Everybody died except for us two.
- İkimiz dışında herkes öldü.
- The room was empty except for a shabby bed.
- Eski püskü bir yatak dışında oda boştu.
- Except for him, the family was all watching TV in silence.
- Onun dışında bütün aile sessizce televizyon izliyordu.
- I had no friends except for Tom.
- Mary dışında hiçbir arkadaşım yoktu.
- Everyone is here except for Tom.
- Tom dışında herkes burada.
- Everyone left except for us.
- Bizim dışımızda herkes gitti.
- All of us went except for Tom.
- Tom dışında hepimiz gittik.
- This book is interesting except for a few mistakes.
- Bu kitap birkaç hata dışında ilginç.
- This is a good report, except for this mistake.
- Bu, bu hata dışında iyi bir rapor.
- Your writing is good except for a few mistakes.
- Yazınız birkaç hata dışında iyi.
- I don't know anyone here, except for Tom.
- Burada Tom dışında kimseyi tanımıyorum.
- All of us went to Tom's party except for Mary.
- Mary dışında hepimiz Tom'un partisine gittik.
- Everybody in the family wore glasses except for Tom.
- Ailede Tom dışında herkes gözlük takardı.
- Mary lives alone except for her cat.
- Mary kedisi dışında yalnız yaşıyor.
- Except for some modifications, the project was approved.
- Bazı değişiklikler dışında proje onaylandı.
- This book is interesting except for a few mistakes.
- Bu kitap birkaç hata dışında ilginçtir.
- This is a good book except for a few mistakes.
- Bu birkaç hata dışında, iyi bir kitap.
- The house was empty except for a cat.
- Bir kedi dışında ev boştu.
- The house was empty except for a cat.
- Ev bir kedi dışında boştu.
- Except for me, there wasn't a single person there.
- Benim dışımda, orada tek bir kişi bile yoktu.
- I don't know anybody here, except for Tom.
- Burada kimseyi tanımıyorum, Tom dışında.
- I don't have hobbies, except for football.
- Futbol dışında hobim yok.
- Except for Tom, everybody went home.
- Tom dışında herkes eve gitti.
- I don't have anything except for ten books.
- On kitap dışında hiçbir şeyim yok.
- I had no friends except for Tom.
- Tom dışında hiç arkadaşım yoktu.
- Her composition is very good except for a few errors in spelling.
- Onun kompozisyonu birkaç yazım hatası dışında çok iyi.
- Tom never does anything for anybody, except for himself.
- Tom kendisi dışında kimse için bir şey yapmaz.
- All of us went except for him.
- Onun dışında hepimiz gittik.
- We're all here except for him.
- Onun dışında hepimiz buradayız.
- Except for a few mistakes, his composition is perfect.
- Birkaç hata dışında kompozisyonu mükemmel.
- Except for one person, everybody went home.
- Bir kişi dışında herkes evine gitti.
- Tom never did anything for anybody, except for himself.
- Tom kendisi dışında hiç kimse için bir şey yapmadı.
- Except for Tom, everyone did that.
- Bunu Tom dışında herkes yaptı.
- Except for Tom, everybody went home.
- Tom dışında herkes evine gitti.
- Everyone came except for Marco.
- Marco dışında herkes geldi.
- Everybody was there except for Tom.
- Tom dışında herkes oradaydı.
- Except for carrots, there is nothing he won't eat.
- Havuç dışında, yemeyeceği hiçbir şey yoktur.
- I'm feeling OK except for the earache.
- Kulak ağrısı dışında kendimi iyi hissediyorum.
- Everyone laughed except for Tom.
- Tom dışında herkes güldü.
- This book is very good except for a few mistakes.
- Bu kitap, birkaç hata dışında, çok iyi.
- Except for a few minor mistakes, your writing is good.
- Birkaç küçük hata dışında, yazınız iyi.
- I don't know anyone, except for Tom.
- Tom dışında kimseyi tanımıyorum.
- Her composition is very good except for a few errors in spelling.
- Birkaç yazım hatası dışında kompozisyonu çok iyi.
- Except for Tom, everybody seems to be having fun.
- Tom dışında herkes eğleniyor gibi görünüyor.
- Except for the weather, it was a great picnic.
- Hava dışında, harika bir piknikti.
- All of us except for Tom thought Mary was guilty.
- Tom dışında hepimiz Mary'nin suçlu olduğunu düşünüyorduk.
- Except for Tom, everybody did that.
- Bunu Tom dışında herkes yaptı.
- Except for Tom, the family was all watching TV in silence.
- Tom dışında tüm aile sessizce televizyon izliyordu.
- Except for him, the family was all watching TV in silence.
- Onun dışında tüm aile sessizce televizyon izliyordu.
- Her composition is very good except for two or three spelling errors.
- İki ya da üç yazım hatası dışında kompozisyonu çok iyi.
- Your writing is good except for a few mistakes.
- Birkaç hata dışında yazınız iyi.
- The kitchen table was bare except for a bowl of fruit.
- Bir kase meyvenin dışında mutfak masası bomboştu.
Show More (62)
|
