|
- Needless to say, it was to be expected that some states would object to this Court.
- Söylemeye gerek yok ki bazı eyaletlerin bu Mahkemeye itiraz etmesi bekleniyordu.
- I come from a State that is non-nuclear and against electricity being generated from nuclear power.
- Ben nükleer enerji kullanmayan ve nükleer enerjiden elektrik üretilmesine karşı olan bir eyaletten geliyorum.
- What is at issue is the assertion that 'we will enlarge from 15 states to 20'.
- Söz konusu olan '15 eyaletten 20 eyalete çıkacağız' iddiasıdır.
- I hope that our states, too, will equally successfully join the family of Member States.
- Eyaletlerimizin de aynı şekilde başarılı bir şekilde Üye Devletler ailesine katılacağını umuyorum.
- I come from a State that is non-nuclear and against electricity being generated from nuclear power.
- Nükleer karşıtı ve nükleer enerjiden elektrik üretilmesine karşı olan bir eyaletten geliyorum.
- That is clearly the case of the floods that have recently affected many regions and four States.
- Son zamanlarda birçok bölgeyi ve dört Eyaleti etkileyen sel felaketlerinde durum açıkça böyledir.
- To keep them in check, President Obasanjo felt it necessary to deploy soldiers in seven Nigerian states.
- Onları kontrol altında tutmak için Başkan Obasanjo yedi Nijerya eyaletine asker gönderme gereği duydu.
- It is sometimes helpful in federal systems for their states to be forced to take consistent action in these matters.
- Federal sistemlerde eyaletlerin bu konularda tutarlı adımlar atmaya zorlanması bazen faydalı olabiliyor.
- The states are responsible for what is not given to the Union.
- Birliğe verilmeyenlerden eyaletler sorumludur.
- In the meantime, they have been forming governments in German federal states.
- Bu arada Alman federal eyaletlerinde de hükümetler kurmaya başladılar.
- It is sometimes helpful in federal systems for their states to be forced to take consistent action in these matters.
- Federal sistemlerde eyaletlerin bu konularda tutarlı adımlar atmaya zorlanması bazen faydalı olmaktadır.
- Initial estimates put the damage to infrastructure and public buildings in Saxony Free State at EUR 16.5 billion.
- İlk tahminlere göre Saksonya Serbest Eyaleti'nde altyapı ve kamu binalarına verilen zarar 16.5 milyar Euro'dur.
- Delaware is a state that has relatively restrictive legislation on company takeovers.
- Delaware, şirket devralmaları konusunda nispeten kısıtlayıcı mevzuata sahip bir eyalettir.
- The current application of the sharia in the states of the north of Nigeria did not exist before.
- Nijerya'nın kuzeyindeki eyaletlerde mevcut şeriat uygulaması daha önce yoktu.
- On the one hand we have a Head of Government in London who acts as though his country were the fifty-first US State.
- Bir yanda Londra'da ülkesi sanki ABD'nin elli birinci eyaletiymiş gibi davranan bir Hükümet Başkanımız var.
- A mere handful sees support from the government of Gujarat State.
- Sadece bir avuç insan Gujarat Eyaleti hükümetinden destek görmektedir.
- This corruption has even become a veritable national sport in certain States.
- Hatta bu yolsuzluk bazı eyaletlerde gerçek bir ulusal spor haline gelmiştir.
- Businesses ultimately have enormous influence whatever the community, region or state they are located in.
- İşletmeler, bulundukları topluluk, bölge veya eyalet ne olursa olsun sonuçta muazzam bir etkiye sahiptir.
- On the one hand we have a Head of Government in London who acts as though his country were the fifty-first US State.
- Bir yanda Londra'da ülkesi sanki ABD'nin elli birinci eyaletiymiş gibi davranan bir Hükümet Başkanı var.
- More than 200 death sentences have been passed by unconstitutional emergency courts in Darfur State.
- Darfur Eyaleti'nde anayasaya aykırı olağanüstü hal mahkemeleri tarafından 200'den fazla ölüm cezası verilmiştir.
- It has been proposed that it become the capital of both States.
- Her iki eyaletin de başkenti olması önerilmiştir.
- In some states, these vehicles make up over 50% of private cars.
- Bazı eyaletlerde bu araçlar özel araçların %50'sinden fazlasını oluşturmaktadır.
- The Commission is not only active in well over 100 States.
- Komisyon sadece 100'den fazla eyalette faaliyet göstermekle kalmıyor.
- By way of comparison, the annual budget of Saxony Free State is around EUR 15 billion.
- Karşılaştırma yapmak gerekirse, Saksonya Serbest Eyaleti'nin yıllık bütçesi yaklaşık 15 milyar Euro'dur.
- There are referenda to be won in the applicant states.
- Başvuru sahibi eyaletlerde kazanılması gereken referandumlar var.
- We need to know from which state a product has arrived.
- Bir ürünün hangi eyaletten geldiğini bilmemiz gerekiyor.
- More and more states within Nigeria are introducing Sharia law.
- Nijerya'da giderek daha fazla eyalet şeriat hukukunu uygulamaya koyuyor.
- I doubt whether there will be any solidarity left between the states.
- Eyaletler arasında herhangi bir dayanışma kalıp kalmayacağından şüpheliyim.
- She also confirmed that they were married by a justice of the peace at a state courthouse.
- Ayrıca eyalet adliyesinde bir sulh hakimi tarafından evlendirildiklerini de doğruladı.
- She also confirmed that they were married by a justice of the peace at a state courthouse.
- Ayrıca eyalet adliyesinde bir sulh hakimi tarafından evlendiklerini de teyit etmiştir.
- She also confirmed that they were married by a justice of the peace at a state courthouse.
- Kadın ayrıca bir eyalet adliyesinde bir sulh hakimi tarafından evlendirildiklerini de doğruladı.
- There are many reasons why we go from one state to another.
- Bir eyaletten diğerine gitmemizin birçok nedeni var.
- Hoover was born in the farm state of Iowa in 1874.
- Hoover 1874'te Iowa'nın bir çiftlik eyaletinde doğdu.
- Brazil is comprised of twenty-six states.
- Brezilya yirmi altı eyaletten oluşuyor.
- Each state had just one vote.
- Her eyaletin sadece bir oyu vardı.
- There are fifty states in the United States.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde elli eyalet vardır.
- Have you left the state within the last 14 days?
- Son 14 gün içinde eyaletten ayrıldınız mı?
- Medical marijuana is legal in this state.
- Tıbbi marihuana bu eyalette yasaldır.
- Mumbai is the capital of the Indian state of Maharashtra.
- Hindistan'daki Maharaştra eyaletinin başkenti Mumbay'dır.
- Sami testified for the state.
- Sami eyalet için tanıklık etti.
- An acre is a unit of measurement; Accra, the capital of Ghana, and Acre, a Brazilian state.
- Bir dönüm bir ölçü birimidir; Accra, Gana'nın başkenti ve Acre, bir Brezilya eyaleti.
- California was the 31st state admitted to the United States.
- Kaliforniya, Birleşik Devletler'e kabul edilen 31. eyaletti.
- What state is Boston in?
- Boston hangi eyalette?
- Republicans were defeated in many states.
- Cumhuriyetçiler birçok eyalette yenildiler.
- Through which states does the longest river in Texas run?
- Teksas'taki en uzun nehir hangi eyaletlerden geçer?
- Laws differ from state to state in the United States.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde yasalar eyaletten eyalete farklılık gösterir.
- An acre is a unit of measurement; Accra, the capital of Ghana, and Acre, a Brazilian state.
- Acre bir ölçü birimidir; Akra, Gana'nın başkentidir ve Acre, bir Brezilya eyaletidir.
- Is the poorest country in the European Union poorer than the poorest state in the United States?
- Avrupa Birliği'nin en fakir ülkesi Amerika Birleşik Devletleri'nin en fakir eyaletinden daha mı fakir?
- This is a multi-ethnic state.
- Burası çok etnikli bir eyalet.
- There are fifty states in America.
- Amerika'da elli eyalet vardır.
- Tom and Mary live in separate states.
- Tom ve Mary ayrı eyaletlerde yaşıyorlar.
- Brazil is partitioned into states, which in turn are partitioned into municipalities.
- Brezilya eyaletlere, onlar da belediyelere bölünmüş durumda.
- In 2009, coyotes killed 2,500 sheep and 12,000 lambs in the state of Montana.
- 2009 yılında, çakallar Montana eyaletinde 2.500 koyun ve 12.000 kuzu öldürdü.
- Tom and I don't live in the same state.
- Tom'la aynı eyalette yaşamıyoruz.
- We covered three states in two days.
- İki günde üç eyalet geçtik.
- Have you left the state within the last 14 days?
- Son 14 gün içinde eyalet dışına çıktınız mı?
- What is the population density of the smallest state?
- En küçük eyaletin nüfus yoğunluğu nedir?
- God save this state and this honorable court.
- Tanrı bu eyaleti ve bu onurlu mahkemeyi korusun.
- He lives in another state.
- Başka bir eyalette yaşıyor.
- What is the combined population of all 50 states?
- Tüm elli eyaletin kombine nüfusu nedir?
- Austria is a parliamentary republic in central Europe and consists of nine federal states.
- Avusturya, Orta Avrupa'da parlamenter bir cumhuriyettir ve dokuz federal eyaletten oluşur.
- It's legal for citizens to carry guns in many states.
- Birçok eyalette vatandaşların silah taşıması yasaldır.
- In the state of Louisiana in the United States many people still speak French.
- Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Louisiana eyaletinde birçok insan hala Fransızca konuşur.
- Is the richest country in the European Union richer than the richest state in the United States?
- Avrupa Birliği'nin en zengin ülkesi, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en zengin eyaletten daha mı zengindir?
- In 2009, coyotes killed 2,500 sheep and 12,000 lambs in the state of Montana.
- 2009 yılında Montana eyaletinde çakallar 2.500 koyun ve 12.000 kuzu öldürdü.
- Mumbai is the capital of the Indian state of Maharashtra.
- Mumbai, Hindistan'ın Maharashtra eyaletinin başkentidir.
- On the American flag, there's a star for every state.
- Amerikan bayrağında her eyalet için bir yıldız vardır.
- Both far-left and far-right German political parties are at their strongest in the former East German states.
- Hem aşırı sol hem de aşırı sağ Alman siyasi partileri eski Doğu Alman eyaletlerinde en güçlü durumdalar.
- Austria is a parliamentary republic in central Europe and consists of nine federal states.
- Avusturya, Orta Avrupa'da parlamenter bir cumhuriyettir ve dokuz federal eyaletten oluşmaktadır.
- Nineteen states voted in the elections of 1816.
- On dokuz eyalet 1816 seçimlerinde oy kullandı.
- Tom and I don't live in the same state.
- Tom ve ben aynı eyalette yaşamıyoruz.
- Tom and Mary live in different states.
- Tom ve Mary farklı eyaletlerde yaşıyorlar.
- Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote.
- Tom eyaletteki toplam oyların neredeyse yüzde altmışını alarak eyaleti başarıyla yönetti.
- Maryland is the richest state in the United States.
- Maryland Birleşik Devletler'in en zengin eyaleti.
- Laws differ from state to state in the United States.
- Yasalar ABD'de eyaletten eyalete değişiklik göstermektedir.
- Tom and Mary live in different states.
- Tom ve Mary farklı eyaletlerde yaşar.
- Sami traveled from state to state.
- Sami eyaletten eyalete yolculuk ediyordu.
- What is the capital of the state with the highest elevation?
- En yüksek rakımlı eyaletin başkenti neresidir?
- America is made up of 50 states.
- Amerika 50 eyaletten oluşmaktadır.
- The government of the State will invest more than R$ 100 million a year.
- Eyalet hükümeti bir yılda 100 milyon realden fazla yatırım yapacak.
- Each state is different.
- Her eyalet farklıdır.
- There are fifty states in the union.
- Birlik içinde 50 eyalet var.
- Porto Alegre is the southernmost capital city of a Brazilian state.
- Porto Alegre, Brezilya eyaletinin en güneydeki başkentidir.
- Tom comes from the state of Ohio.
- Tom Ohio eyaletinden geliyor.
- São Paulo is the richest state in South America.
- São Paulo, Güney Amerika'nın en zengin eyaletidir.
- Hoover was born in the farm state of Iowa in 1874.
- Hoover 1874'te Iowa'nın çiftlik eyaletinde doğdu.
- Some states select primary candidates by caucus, while others hold an election.
- Bazı eyaletlerde ön seçimle adaylar belirlenirken, bazılarında seçim yapılır.
- Tom knows the capital of each state in the United States.
- Tom Amerika Birleşik Devletleri'ndeki her eyaletin başkentini biliyor.
- We ate cotton candy at the state fair.
- Eyalet fuarında pamuk şeker yedik.
- Tom's and Mary's crime spree stretch multiple states.
- Tom ve Mary'nin suç çılgınlığı birçok eyalete yayılmış.
- Tom went to the state fair.
- Tom eyalet fuarına gitti.
- California was the 31st state admitted to the United States.
- Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletleri'ne kabul edilen 31'inci eyaletti.
- The State of Texas is almost the same size as France.
- Teksas eyaleti, Fransa ile hemen hemen aynı boyuttadır.
- They live in the same state.
- Aynı eyalette yaşıyorlar.
- The state government deprived the civil rights of their citizen.
- Eyalet yönetimi vatandaşlarının sivil haklarını mahrum etti.
- That's state law.
- Bu, eyalet kanunu.
- There are still some dry states in the U.S.
- ABD'de hala bazı alkol karşıtı eyaletler vardır.
- New York State is almost as large as Greece.
- New York Eyaleti neredeyse Yunanistan kadar büyük.
- What state did you visit and how long did you stay?
- Hangi eyaleti ziyaret ettiniz ve ne kadar kaldınız?
- Brazil is partitioned into states, which in turn are partitioned into municipalities.
- Brezilya eyaletlere bölünmüştür ve bunlar sırasıyla belediyelere bölünmüştür.
- Tom and Mary don't live in the same state.
- Tom ve Mary aynı eyalette yaşamıyor.
- Sami traveled from state to state.
- Sami eyalet eyalet dolaştı.
- Many of the states owed large amounts of money.
- Birçok eyaletin büyük miktarlarda borcu vardı.
- What state is Pittsburgh in?
- Pittsburgh hangi eyalettedir?
- What state did you visit and how long did you stay?
- Gittiğiniz eyalet hangisiydi ve orada ne kadar kaldınız?
- Is the poorest country in the European Union poorer than the poorest state in the United States?
- Avrupa Birliği'nin en yoksul ülkesi, Amerika Birleşik Devletlerindeki en yoksul eyaletten daha mı yoksuldur?
- What is the combined population of all 50 states?
- Tüm 50 eyaletin toplam nüfusu nedir?
- America is made up of 50 states.
- Amerika 50 eyaletten oluşur.
- This violates state law.
- Bu eyalet yasalarını ihlal ediyor.
- Is the richest country in the European Union richer than the richest state in the United States?
- Avrupa Birliği'nin en zengin ülkesi Amerika Birleşik Devletleri'nin en zengin eyaletinden daha mı zengin?
- Each state had just one vote.
- Her eyaletin, sadece bir oy hakkı vardı.
- I've been to almost every state.
- Neredeyse her eyalete gittim.
- What is the state with the highest elevation in the United States?
- Amerika Birleşik Devletleri'nde en yüksek rakımlı eyalet hangisidir?
- There are fifty states in America.
- Amerika'da elli eyalet var.
- He lives in another state.
- O başka bir eyalette yaşıyor.
- The team played hard because the championship of the state was at stake.
- Takım sıkı oynadı çünkü eyaletin şampiyonluğu söz konusuydu.
- This violates state law.
- Bu, eyalet kanununu ihlal ediyor.
- Sami Bakir is one of the toughest prosecutors in New York state.
- Sami Bakir, New York eyaletindeki en sert savcılardan biri.
- Republicans were defeated in many states.
- Cumhuriyetçiler birçok eyalette yenilgiye uğradı.
- Kelantan is one of the states in West Malaysia.
- Kelantan, Batı Malezya'daki eyaletlerden biridir.
- What state is Pittsburgh in?
- Pittsburgh hangi eyalette?
- Mississippi is the poorest state in the United States.
- Mississippi Birleşik Devletler'in en fakir eyaleti.
- Tom knows the capital of each state in the United States.
- Tom, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki her eyaletin başkentini bilir.
- The government of the State will invest more than R$ 100 million a year.
- Eyalet hükümeti yılda 100 milyon R$'dan fazla yatırım yapacak.
- Many states have similar laws.
- Birçok eyalette benzer yasalar var.
- There are still some dry states in the U.S.
- ABD'de hala alkol satışının yasak olduğu bazı eyaletler vardır.
- In the state of Louisiana in the United States many people still speak French.
- Amerika Birleşik Devletleri'nin Louisiana eyaletinde birçok insan hala Fransızca konuşuyor.
- Tom and Mary don't live in the same state.
- Tom ve Mary aynı eyalette yaşamıyorlar.
- Kelantan is one of the states in West Malaysia.
- Kelantan, Batı Malezya'daki eyaletlerden biri.
- Ned comes from the state of Utah.
- Ned, Utah eyaletinden geliyor.
- Four states voted for Aaron Burr.
- Dört eyalet Aaron Burr'e oy verdi.
- That's state law.
- Bu eyalet yasası.
- Four states voted for Aaron Burr.
- Dört eyalet Aaron Burr için oy verdi.
- Both far-left and far-right German political parties are at their strongest in the former East German states.
- Almanya'daki hem aşırı sol hem de aşırı sağ siyasi partilerin en güçlü olduğu yerler eski Doğu Almanya eyaletleri.
- They gathered at a farm in New York State.
- New York Eyaleti'nde bir çiftlikte toplandılar.
- Mississippi is the poorest state in the United States.
- Mississippi, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en yoksul eyalettir.
- Brazil is comprised of twenty-six states.
- Brezilya yirmi altı eyaletten oluşur.
- Maryland is the richest state in the United States.
- Maryland, Amerika Birleşik Devletleri'nin en zengin eyaletidir.
- The United States is made up of 50 states.
- Amerika 50 eyaletten oluşmaktadır.
- Tom and Mary live in separate states.
- Tom ve Mary farklı eyaletlerde yaşıyorlar.
- Fadil traveled from state to state.
- Fadıl eyaletten eyalete seyahat etti.
- The USA is composed of 50 states.
- ABD 50 eyaletten oluşmaktadır.
- The State of Texas is almost the same size as France.
- Teksas Eyaleti neredeyse Fransa ile aynı büyüklüktedir.
- Tom comes from the state of Ohio.
- Tom Ohio eyaletinden gelir.
Show More (141)
|
|
- The hurricane hit northern provinces.
- Kasırga kuzey eyaletlerini vurdu.
- My country, for example, only issues negative travel advice on Beijing, Hong Kong and the Guangdong province.
- Örneğin benim ülkem sadece Pekin, Hong Kong ve Guangdong eyaleti için olumsuz seyahat tavsiyeleri yayınlıyor.
- There is also the province of Sichuan, a large proportion of which is part of the historic Tibet.
- Ayrıca büyük bir bölümü tarihi Tibet'in bir parçası olan Sichuan eyaleti de bulunmaktadır.
- For Bengtsfors and the province of Dalsland in western Sweden, for example, the effects have been disastrous.
- Örneğin Bengtsfors ve İsveç'in batısındaki Dalsland eyaleti için bunun etkileri felaket olmuştur.
- It started in a province of China and there are now cases even in Europe.
- Çin'in bir eyaletinde başladı ve şimdi Avrupa'da bile vakalar var.
- There is also the province of Sichuan, a large proportion of which is part of the historic Tibet.
- Ayrıca büyük bir bölümü tarihi Tibet'in bir parçası olan Sichuan eyaleti de var.
- An estimated 45 000 troops have been sent into the province against 5000 rebels.
- Eyalete 5000 isyancıya karşı tahmini 45 000 asker gönderildi.
- The province is rich in mineral resources.
- Eyalet maden kaynakları açısından zengin.
- The entire area of the Dutch province of Flevoland used to lie on the bottom of the sea before 1930.
- Hollanda'nın Flevoland eyaletinin tüm alanı 1930'dan önce denizin dibindeydi.
- It's said that a new airport will be built in the province.
- Eyalete yeni bir havaalanı yapılacağı söyleniyor.
- The capital of Ecuador is Quito, in the mountainous province of Pichincha.
- Ekvador'un başkenti, dağlık Pichincha eyaletindeki Quito'dur.
- The river drains five provinces.
- Nehir beş eyalete akıyor.
- We guarantee the lowest price in language academies in the province of Québec.
- Québec eyaletindeki dil akademilerinde en düşük fiyatı garanti ediyoruz.
- We guarantee the lowest price in language academies in the province of Québec.
- Biz Quebec eyaletinin dil akademilerindeki en düşük fiyatı garanti ediyoruz.
- Cities and provinces along the Yangtze River in central China are grappling with the country's worst drought in more than 50 years.
- Orta Çin'de Yangtze Nehri boyunca uzanan şehirler ve eyaletler, ülkenin 50 yıldan uzun süredir yaşadığı en kötü kuraklıkla boğuşuyor.
- Canada has thirteen provinces and territories.
- Kanada'da on üç eyalet ve bölge var.
Show More (13)
|
