1 |
fabric |
kumaş |
n. |
|
- How much fabric do I need for a blouse like this?
- Bunun gibi bir bluz için ne kadar kumaşa ihtiyacım var?
- Its fabric didn't come from India, did it?
- Kumaşı Hindistan'dan gelmedi, değil mi?
- The price of my dress' fabric is 10 Euros per meter.
- Elbisemin kumaşının metre fiyatı 10 Euro.
- How much fabric did you buy?
- Ne kadar kumaş aldın?
- How much fabric do I need for a blouse like this?
- Böyle bir bluz için ne kadar kumaşa ihtiyacım var?
- The price of my dress' fabric is 10 Euros per meter.
- Elbisemin kumaşının fiyatı metre başına 10 Euro'dur.
- It's a beautiful fabric.
- Güzel bir kumaş.
- Tom admired the pearly whiteness of the fabric.
- Tom kumaşın inci beyazlığına hayran kaldı.
- This fabric stains easily.
- Bu kumaş kolay leke tutuyor.
- An expert analyzed the fabric found in the car.
- Bir uzman arabada bulunan kumaşı analiz etti.
- This fabric stains easily.
- Bu kumaş kolayca lekelenir.
- They dyed the fabric light red.
- Kumaşı açık kırmızıya boyamışlar.
- How much fabric did you buy?
- Ne kadar kumaş satın aldın?
- Mary was sewing large pieces of fabric into a flag.
- Mary büyük kumaş parçalarını bayrak şeklinde dikiyordu.
- They dyed the fabric light red.
- Onlar kumaşı açık kırmızıya boyadı.
- Tom carefully cut the fabric with a pair of scissors.
- Tom kumaşı bir makasla dikkatlice kesti.
- It's a beautiful fabric.
- Çok güzel bir kumaş.
- You should have seen the fabric with your own eyes.
- Kumaşı kendi gözlerinizle görmeliydiniz.
- This fabric is very soft.
- Bu kumaş çok yumuşak.
- The dress is made of a thin fabric.
- Elbise ince bir kumaştan yapılmış.
- The dress is made of a thin fabric.
- Elbise ince bir kumaştan yapılmıştır.
- You should have seen the fabric with your own eyes.
- Kumaşı kendi gözlerinizle görmeniz gerekirdi.
- I'd like to have this fabric dyed.
- Bu kumaşı boyatmak istiyorum.
- Tom admired the pearly whiteness of the fabric.
- Tom kumaşın inci gibi beyazlığına hayran kaldı.
Show More (21)
|
2 |
fabric |
doku |
n. |
|
- We are suspicious that the larger Member States seek to unpick the seams of the Community fabric.
- Büyük Üye Devletlerin Topluluk dokusunun dikişlerini sökmeye çalıştıklarından kuşku duyuyoruz.
- They have the feeling that our industrial fabric is unravelling day after day.
- Endüstriyel dokumuzun günden güne çözülmekte olduğu hissine kapılıyorlar.
Show More (-1)
|
3 |
fabric |
yapı |
n. |
|
- The fabric of Turkey's government contains a few Haider-type personalities.
- Türkiye'nin hükümet yapısında birkaç Haider tipi şahsiyet bulunmaktadır.
Show More (-2)
|
4 |
fabric |
inşa |
n. |
|
- From the African point of view, constructing the economic fabric must clearly entail creating small businesses.
- Afrika açısından bakıldığında, ekonomik dokunun inşasının küçük işletmeler yaratmayı gerektirdiği açıktır.
Show More (-2)
|