|
- Look, that's where we fell off the roof last year.
- Bak, geçen sene çatıdan düştüğümüz yer burası.
- Sales fell off in the third quarter.
- Satışlar üçüncü çeyrekte düştü.
- I fell off my chair.
- Sandalyemden düştüm.
- Hold on tight, otherwise you will fall off.
- Sıkı tutun, yoksa düşersin.
- She hurt her foot when she fell off her bicycle.
- O, bisikletinden düştüğünde ayağını yaraladı.
- Tom fell off the ladder.
- Tom merdivenden düştü.
- She came close to falling off the platform.
- Neredeyse platformdan düşüyordu.
- Tom fell off the roof and died.
- Tom çatıdan düştü ve öldü.
- Tom nearly fell off his chair.
- Tom neredeyse sandalyesinden düşecekti.
- He lost his balance and fell off his bicycle.
- Dengesini kaybetti ve bisikletten düştü.
- My brother fell off a tree and broke his leg.
- Erkek kardeşim bir ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.
- Tom fell off the truck while he was feeding the reindeer.
- Tom ren geyiklerini beslerken kamyondan düştü.
- She fell off her horse.
- O, atından düştü.
- Tom literally fell off the wagon.
- Tom yine nefsine yenik düşmüştü.
- Tom fell off his pony.
- Tom midillisinden düştü.
- Tom fell off his bicycle.
- Tom bisikletinden düştü.
- The shoe fell off the horse's hoof.
- Ayakkabı atın toynağına düştü.
- Tom fell off the chair.
- Tom sandalyeden düştü.
- Tom almost fell off the ladder.
- Tom neredeyse merdivenden düşüyordu.
- The boy fell off the bed.
- Çocuk yataktan düştü.
- Tom literally fell off the wagon.
- Tom kelimenin tam anlamıyla vagondan düştü.
- She came close to falling off the platform.
- Platformdan düşmeye çok yaklaştı.
- I saw Tom fall off his bike.
- Tom'un bisikletinden düştüğünü gördüm.
- Tom fell off his chair.
- Tom sandalyesinden düştü.
- I saw Tom fall off his bicycle.
- Tom'un bisikletten düştüğünü gördüm.
- Tom fell off his mother's lap.
- Tom annesinin kucağından düştü.
- Tom fell off the balcony.
- Tom balkondan düştü.
- Tom got drunk and literally fell off the wagon.
- Tom yine nefsine yenik düşüp sarhoş oldu.
- I almost fell off my chair.
- Neredeyse sandalyemden düşüyordum.
- If Cinderella's shoe fits perfectly, then why did it fall off?
- Sindirella'nın ayakkabısı tam oturduysa neden düştü?
- Tom almost died when he fell off the roof.
- Tom çatıdan düştüğü zaman neredeyse ölüyordu.
- Tom fell off his bike.
- Tom bisikletinden düştü.
- A button on your shirt is falling off.
- Gömleğinin bir düğmesi düşüyor.
- He lost his balance and fell off the ladder.
- Dengesini kaybetti ve merdivenden düştü.
- Tom fell off the roof and broke three ribs.
- Tom çatıdan düştü ve üç kaburgasını kırdı.
- Tom fell off a ladder.
- Tom bir merdivenden düştü.
- This fell off a truck.
- Bu bir kamyondan düştü.
- Don't fall off your chair.
- Sandalyenden düşme.
- I nearly fell off the cliff.
- Neredeyse uçurumdan düşüyordum.
- I fell off the roof.
- Ben çatıdan düştüm.
- Your shirt button is about to fall off.
- Gömleğinin düğmesi düşmek üzere.
- Tom fell off the ladder when he was cleaning out his gutters.
- Tom olukları temizlerken merdivenden düştü.
- A fork fell off of the table.
- Masadan bir çatal düştü.
- The lorry had to stop because its load had fallen off.
- Yükü düştüğü için kamyon mecburen durdu.
- Hold on tight, otherwise you will fall off.
- Sıkı tutun, yoksa düşeceksin.
- A button fell off my coat.
- Ceketimden bir düğme düştü.
- I tore a hole in my jeans when I fell off my bike.
- Bisikletimden düştüğümde kot pantolonumda bir delik açtım.
- There was hardly anyone who didn't laugh when the singer fell off the stage.
- Şarkıcı sahneden düştüğünde gülmeyen neredeyse hiç kimse yoktu.
- A button from his overcoat fell off.
- Paltosunun bir düğmesi düştü.
- My pencil fell off the edge of my desk.
- Kalemim masamın kenarından düştü.
- The nest fell off the tree.
- Kuş yuvası ağaçtan düştü.
- I saw Tom fall off his bike.
- Tom'un bisikletten düştüğünü gördüm.
- Tom fell off a ladder.
- Tom merdivenden düştü.
- My brother fell off a tree and broke his leg.
- Kardeşim ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.
- If you don't want to fall off the cliff, don't stay near it.
- Eğer uçurumdan düşmek istemiyorsanız, onun yanında durmayın.
- A fork fell off the table.
- Masadan bir çatal düştü.
- Tom fell off his horse.
- Tom atından düştü.
- The nest fell off the tree.
- Yuva ağaçtan düştü.
- Tom fell off the swing and started crying.
- Tom salıncaktan düşüp ağlamaya başladı.
- The cup broke when it fell off the table.
- Fincan masadan düştüğünde kırıldı.
- Tom almost died when he fell off the roof.
- Tom çatıdan düştüğünde neredeyse ölüyordu.
- The branch is about to fall off.
- Dal düşmek üzere.
- She fell off her horse.
- Atından düştü.
- I fell off my bike.
- Bisikletimden düştüm.
- The cup broke when it fell off the table.
- Fincan masadan düşerken kırıldı.
- I hope that you fall off a cliff.
- Umarım bir uçurumdan düşersin.
- Tom nearly fell off his chair.
- Tom neredeyse sandalyesinden düşüyordu.
- Don't fall off!
- Sakın düşme!
- I fell off the porch.
- Sundurmadan düştüm.
- Tom almost fell off the roof.
- Tom neredeyse çatıdan düşüyordu.
- I fell off the porch.
- Verandadan düştüm.
- A button on your shirt is falling off.
- Gömleğindeki bir düğme düşüyor.
- The shoe fell off the horse's hoof.
- Nal atın toynağından düştü.
- Newton saw an apple fall off a tree.
- Newton bir elmanın ağaçtan düştüğünü gördü.
- The lorry had to stop because its load had fallen off.
- Kamyon, yükü düştüğü için durmak zorunda kaldı.
- I fell off the roof.
- Çatıdan düştüm.
- The boy fell off the bicycle and fractured his skull.
- Çocuk bisikletten düştü ve kafatasını kırdı.
- If you don't want to fall off the cliff, don't stay near it.
- Uçurumdan düşmek istemiyorsan, yakınında durma.
- I fell off my bicycle.
- Bisikletimden düştüm.
- I fell off the ladder.
- Merdivenden düştüm.
- Sami fell off his horse.
- Sami atından düştü.
- Don't fall off your chair.
- Sandalyenizden düşmeyin.
- Tom fell off the ladder when he was cleaning out his gutters.
- Tom çatı oluklarını temizlerken merdivenden düştü.
- Tom fell off the diving board.
- Tom atlama tahtasından düştü.
- Tom fell off the truck while he was feeding the reindeer.
- Tom, ren geyiğini yedirirken kamyondan düştü.
- Tom fell off the wagon.
- Tom vagondan düştü.
- I fell off the chair.
- Sandalyeden düştüm.
- I saw Tom fall off his bicycle.
- Tom'un bisikletinden düştüğünü gördüm.
- I nearly fell off the cliff.
- Nedeyse uçurumdan düşüyordum.
- The rear-view mirror fell off.
- Dikiz aynası düştü.
- A button from his overcoat fell off.
- Onun paltosundan bir düğme düştü.
- He lost his balance and fell off his bicycle.
- Dengesini kaybetti ve bisikletinden düştü.
- I hope that you fall off a cliff.
- Bir uçurumdan düşmeni diliyorum.
- I almost fell off the cliff.
- Neredeyse uçurumdan düşüyordum.
- Tom fell off the roof.
- Tom çatıdan düştü.
- The first time I tried out my new bike I overbalanced and fell off.
- Yeni bisikletimi ilk denediğimde dengemi kaybedip düştüm.
- She hurt her foot when she fell off her bicycle.
- Bisikletten düştüğünde ayağını incitti.
- He fell off the horse.
- O, attan düştü.
- A button fell off my coat.
- Ceketimin bir düğmesi düştü.
- Tom fell off the swing and started crying.
- Tom salıncaktan düştü ve ağlamaya başladı.
- Tom fell off of the motorcycle.
- Tom motosikletten düştü.
- Don't fall off!
- Düşmeyin.
- Tom almost fell off the ladder.
- Tom az daha merdivenden düşüyordu.
- He fell off the horse.
- Attan düştü.
- I fell off the stage.
- Sahneden düştüm.
- Tom fell off of his motorcycle.
- Tom motosikletten düştü.
- He lost his balance and fell off his bicycle.
- Dengesini kaybedip bisikletten düştü.
- Tom got drunk and literally fell off the wagon.
- Tom sarhoş oldu ve kelimenin tam anlamıyla vagondan düştü.
Show More (105)
|