Tureng - fashionable - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	fashionable	moda	adj.
	This was practised more, however, as a costly and fashionable pastime than as an economic activity. Ancak bu, ekonomik bir faaliyetten ziyade masraflı ve moda bir eğlence olarak uygulanıyordu. This was practised more, however, as a costly and fashionable pastime than as an economic activity. Ancak bu, ekonomik bir faaliyetten ziyade masraflı ve moda bir eğlence olarak uygulanmıştır. She's fashionable. Modaya uyan biri. You're fashionable. Siz modasınız. It's sort of fashionable, but the price is too high! Moda sayılır ama fiyatı çok yüksek! If something is fashionable, everyone wants to imitate it. Eğer bir şey modaysa, herkes on taklit etmek ister. If something is fashionable, everyone wants to imitate it. Eğer bir şey modaysa, herkes onu taklit etmek ister. Our store sells a wide range of fashionable clothes. Mağazamızda çok çeşitli moda kıyafetler satılıyor. It's fashionable to have a mobile phone nowadays. Bugünlerde cep telefonu sahibi olmak moda. If something is fashionable, everyone wants to imitate it. Eğer bir şey modaysa herkes onu taklit etmek ister. It's fashionable to have a mobile phone nowadays. Bugünlerde bir cep telefonuna sahip olmak modadır. She always wears fashionable clothes. O her zaman moda kıyafetler giyer. Show More (9)
2	fashionable	modaya uygun	adj.
	She altered her old clothes to make them look more fashionable. Eski kıyafetlerini daha modaya uygun hale getirmek için değiştirdi. She always wears fashionable clothes. Her zaman modaya uygun kıyafetler giyer. I always try to wear fashionable clothes. Ben her zaman modaya uygun kıyafetler giymeye çalışırım. Tom always wears fashionable clothes. Tom her zaman modaya uygun kıyafetler giyer. Tom is fashionable. Tom modaya uygun. I always try to wear fashionable clothes. Her zaman modaya uygun kıyafetler giymeye çalışırım. Show More (3)
3	fashionable	moda olan	adj.
	It has become somewhat fashionable to attack the European Union project and its institutions. Avrupa Birliği projesine ve kurumlarına saldırmak biraz moda oldu. This is a fashionable item more or less everywhere in the Member States. Bu, Üye Devletlerde aşağı yukarı her yerde moda olan bir konudur. That kind of dress has become quite fashionable. Bu tür kıyafetler oldukça moda oldu. Show More (0)
4	fashionable	şık	adj.
	She altered her old clothes to make them look more fashionable. Daha şık göstermek için eski kıyafetlerini değiştirdi. She's fashionable. Çok şık biri. Tom always wears fashionable clothes. Tom her zaman şık kıyafetler giyer. Show More (0)