Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.
|
İngilizce |
Türkçe |
|
| 1 |
feel lonely |
yalnız hissetmek |
v. |
|
- The road is long and winding but I shan't feel lonely as long as I am able to act tough!
- Yol uzun ve dolambaçlı ama sert davranabildiğim sürece kendimi yalnız hissetmeyeceğim!
- You can feel lonely in a relationship.
- Bir ilişkide kendinizi yalnız hissedebilirsiniz.
- But people of any age can feel lonely.
- Ancak her yaştan insan kendini yalnız hissedebilir.
- Even people who are married sometimes feel lonely.
- Evli insanlar bile bazen kendilerini yalnız hissederler.
- She loved her job but felt lonely.
- İşini seviyordu ama kendini yalnız hissediyordu.
- When you're not with me, I sometimes feel lonely.
- Sen yanımda olmadığında, bazen kendimi yalnız hissediyorum.
- I feel lonely in this town.
- Bu kasabada kendimi yalnız hissediyorum.
- I feel lonely in this town.
- Bu şehirde kendimi yalnız hissediyorum.
- I feel lonely when you're not here.
- Sen burada olmadığında kendimi yalnız hissediyorum.
- I feel lonely.
- Kendimi yalnız hissediyorum.
- I stayed so he wouldn't feel lonely.
- Kendini yalnız hissetmesin diye kaldım.
- I had stuff to do so I didn't have time to feel lonely.
- Yapacak işlerim vardı, bu yüzden yalnız hissetmeye vaktim yoktu.
- I know you feel lonely sometimes.
- Bazen yalnız hissettiğini biliyorum.
- I know you feel lonely.
- Yalnız hissettiğini biliyorum.
- I felt lonely without her.
- Onsuz kendimi yalnız hissettim.
- Mary was feeling lonely.
- Mary kendini yalnız hissediyordu.
- Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
- Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
- Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
- Mary'nin konuşacak kimsesi yok ama kendini yalnız hissetmiyor.
- She thinks about him when she's feeling lonely.
- Kendini yalnız hissettiğinde onu düşünüyor.
- Tom must feel lonely.
- Tom kendini yalnız hissediyor olmalı.
- Tom seems to be feeling lonely.
- Tom kendini yalnız hissediyor gibi görünüyor.
- Tom seems to be feeling lonely.
- Tom yalnız hissediyor gibi görünüyor.
- Tom must feel lonely.
- Tom kendini yalnız hissetmeli.
- Tom felt lonely.
- Tom yalnız hissetti.
- Tom said he felt lonely.
- Tom yalnız hissettiğini söyledi.
- To tell the truth, I felt lonely.
- Doğruyu söylemek gerekirse, kendimi yalnız hissettim.
- To tell the truth, I felt lonely.
- Gerçeği söylemek gerekirse, kendimi yalnız hissettim.
- When you're not with me, I sometimes feel lonely.
- Sen benimle değilken kendimi bazen yalnız hissediyorum.
- Tom said he felt lonely.
- Tom kendini yalnız hissettiğini söyledi.
Show More (26)
|