find out - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
find out öğrenmek v.
  • With respect to the floods, it could be said that, in times of trouble, you find out who your friends are.
  • Sel felaketiyle ilgili olarak denilebilir ki, zor zamanlarda dostlarınızın kim olduğunu öğrenirsiniz.
  • I was astonished to find out from my Christian-Democratic counterparts that pregnancy is a purely female issue.
  • Hristiyan-Demokrat meslektaşlarımdan hamileliğin tamamen bir kadın meselesi olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım.
  • Why can we not find out what is happening with these Structural Funds?
  • Bu Yapısal Fonlarda neler olduğunu neden öğrenemiyoruz?
Show More (1025)
find out bulmak v.
  • Today we see them digging away and finding out all sorts of things.
  • Bugün onları kazarken ve her türlü şeyi bulurken görüyoruz.
  • We must find out why countries like Sweden and Finland can do that whilst other countries cannot.
  • İsveç ve Finlandiya gibi ülkeler bunu yapabilirken diğer ülkelerin neden yapamadığını bulmalıyız.
  • That is what I have been able to find out so far.
  • Şu ana kadar bulabildiklerim bunlar.
Show More (330)
find out anlamak v.
  • Tom didn't find out he was adopted until he was thirteen.
  • Tom on üç yaşına kadar evlat edinildiğini anlamadı.
  • When did you find out that Tom wasn't the one who Mary wanted to go to the dance with?
  • Mary'nin birlikte dansa gitmek istediği kişinin Tom olmadığını ne zaman anladın?
  • How did you find out that Tom didn't like doing that?
  • Tom'un onu yapmaktan hoşlanmadığını nasıl anladın?
Show More (26)
find out ortaya çıkarmak v.
  • Sami found out that Layla was a prostitute.
  • Sami, Leyla'nın fahişe olduğunu ortaya çıkardı.
  • Sami found out where Layla worked.
  • Sami, Leyla'nın nerede çalıştığını ortaya çıkardı.
  • The police found out where the criminal lived.
  • Polis, suçlunun nerede yaşadığını ortaya çıkardı.
Show More (3)
find out keşfetmek v.
  • No one will find out.
  • Kimse keşfetmeyecek.
  • I found out the hard way.
  • Zor yolu keşfettim.
  • He finally found out how to make it.
  • Sonunda onu nasıl yapacağını keşfetti.
Show More (1)
find out bakmak v.
  • I'll ask around and see if I can find out if anyone has ideas on how to solve the problem.
  • Sorup soruşturacağım ve sorunu nasıl çözebileceğime dair bir fikri olan var mı diye bakacağım.
Show More (-2)