|
- David can speak French fluently.
- David, Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilir.
- You'll all be speaking French fluently pretty soon.
- Çok yakında hepiniz akıcı bir şekilde Fransızca konuşuyor olacaksınız.
- She can speak French fluently.
- Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabiliyor.
- He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.
- O bir Amerikalı ama Japonya'da doğup büyüdüğü için Japoncayı oldukça akıcı bir şekilde konuşabiliyor.
- I can speak French fluently.
- Akıcı bir şekilde Fransızca konuşabilirim.
- My dream is to speak Chinese fluently.
- Benim hayalim, akıcı bir şekilde Çince konuşmak.
- She speaks English fluently.
- Akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
- It is difficult for Japanese people to speak English fluently.
- Japonlar için İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşmak zordur.
- Tom spoke French quite fluently.
- Tom oldukça akıcı bir şekilde Fransızca konuşuyordu.
- They speak German fluently.
- Onlar akıcı bir şekilde Almanca konuşurlar.
- In addition to English, she speaks French fluently.
- İngilizceye ek olarak, akıcı bir şekilde Fransızca biliyor.
- I can speak English fluently.
- Akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilirim.
- Tom was highly educated and spoke several languages fluently.
- Tom ileri düzeyde tahsilliydi ve birkaç dili akıcı bir şekilde konuşabiliyordu.
- I'm skeptical when I hear someone claim to speak more than five languages fluently.
- Birinin beşten fazla dili akıcı bir şekilde konuştuğunu iddia ettiğini duyduğumda şüpheci yaklaşıyorum.
- I have a friend who can speak French fluently.
- Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilen bir arkadaşım var.
- I speak French fluently.
- Akıcı bir şekilde Fransızca konuşabiliyorum.
- Her dream was to be able to speak French fluently.
- Hayali akıcı bir şekilde Fransızca konuşabilmekti.
- It is difficult for Japanese people to speak English fluently.
- Japon milleti için akıcı bir şekilde İngilizce konuşmak zordur.
- Tom doesn't speak French fluently.
- Tom akıcı bir şekilde Fransızca konuşmuyor.
- He speaks English fluently.
- Akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
- I really want to learn to speak French fluently.
- Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşmayı gerçekten öğrenmek istiyorum.
- I speak Portuguese fluently.
- Akıcı bir şekilde Portekizce konuşurum.
- So, can you speak French fluently now?
- Peki, şimdi akıcı bir şekilde Fransızca konuşabiliyor musun?
- The girl's ability to speak four languages fluently impressed me.
- Kızın dört dili akıcı bir şekilde konuşabilmesi beni etkiledi.
- We want to hire someone who can speak French fluently.
- Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilen birini işe almak istiyoruz.
- My dream is to speak Chinese fluently.
- Hayalim akıcı bir şekilde Çince konuşmak.
- David can speak French fluently.
- David akıcı bir şekilde Fransızca konuşabiliyor.
- I'd like to be able to speak French fluently.
- Akıcı bir şekilde Fransızca konuşabilmek istiyorum.
- Tom speaks several languages fluently, but for his job, he only translates into his native language.
- Tom birkaç dili akıcı bir şekilde konuşuyor, ancak işi gereği sadece ana diline çeviri yapıyor.
- Tom speaks French fluently.
- Tom akıcı bir şekilde Fransızca konuşuyor.
- I don't quite believe it when I hear someone claim they can speak more than five languages fluently.
- Birinin beşten fazla dili akıcı bir şekilde konuşabildiğini iddia ettiğini duyduğumda buna pek inanmıyorum.
- Tom speaks French very fluently.
- Tom çok akıcı bir şekilde Fransızca konuşuyor.
- You're going to speak English fluently!
- İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşacaksın!
- I'd really like to speak French fluently.
- Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşmayı gerçekten çok isterdim.
- He speaks English fluently.
- O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
- Somewhere there is a spy that speaks Esperanto fluently.
- Bir yerde Esperanto'yu akıcı bir şekilde konuşan bir casus var.
- He speaks English as fluently as if he were an American.
- İngilizceyi sanki bir Amerikalıymış gibi akıcı bir şekilde konuşur.
- She speaks French fluently.
- Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşur.
- I want to be able to speak Russian fluently.
- Rusçayı akıcı bir şekilde konuşabilmek istiyorum.
- I want to be able to speak French fluently.
- Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilmek istiyorum.
- Having been brought up in America, my father speaks English fluently.
- Amerika'da büyüdüğü için babam akıcı bir şekilde İngilizce konuşur.
- Fadil doesn't speak Arabic as fluently as Layla does.
- Fadıl, Leyla kadar akıcı bir şekilde Arapça konuşmaz.
- I can speak English fluently.
- İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşabilirim.
- I wish I could speak French fluently.
- Keşke akıcı bir şekilde Fransızca konuşabilseydim.
- Which foreign language do you speak most fluently?
- Hangi yabancı dili en akıcı bir şekilde konuşuyorsun?
- I can speak Spanish fluently.
- Akıcı bir şekilde İspanyolca konuşabilirim.
- I want to be able to speak English fluently.
- İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşabilmek istiyorum.
- I can speak German fluently.
- Akıcı bir şekilde Almanca konuşabilirim.
- She speaks Interlingua fluently.
- Akıcı bir şekilde Interlingua dilini konuşabilir.
- He speaks Chinese fluently.
- Akıcı bir şekilde Çince konuşuyor.
- So, can you speak French fluently now?
- Artık akıcı bir şekilde Fransızca konuşabiliyor musun?
- Fadil doesn't speak Arabic fluently.
- Fadıl akıcı bir şekilde Arapça konuşmuyor.
- She speaks French fluently.
- Akıcı bir şekilde Fransızca konuşuyor.
- In another six months you will be able to speak German fluently.
- Altı ay içinde akıcı bir şekilde Almanca konuşabileceksiniz.
- People who speak dozens of languages fluently astonish me.
- Düzinelerce dili akıcı bir şekilde konuşan insanlar beni şaşırtıyor.
- A friend of mine can speak Hindi fluently.
- Bir arkadaşım akıcı bir şekilde Hintçe konuşabiliyor.
- Does Tom speak French fluently?
- Tom akıcı bir şekilde Fransızca konuşabiliyor mu?
- She speaks Interlingua fluently.
- Akıcı bir şekilde Interlingua konuşuyor.
- She can speak French and she speaks it fluently.
- Fransızca konuşabiliyor ve akıcı bir şekilde konuşuyor.
- I have a classmate who says he can speak French fluently.
- Akıcı bir şekilde Fransızca konuşabildiğini söyleyen bir sınıf arkadaşım var.
- I really want to be able to speak French fluently.
- Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilmeyi gerçekten çok istiyorum.
- How many languages can you speak fluently?
- Kaç dili akıcı bir şekilde konuşabiliyorsun?
- How many languages can you speak fluently?
- Kaç dili akıcı bir şekilde konuşabilirsin?
- Tom can speak French fluently.
- Tom akıcı bir şekilde Fransızca konuşabilir.
- I want to be able to speak Russian fluently.
- Rusçayı akıcı bir şekilde konuşabilmek isterim.
- I don't need to sound like a native speaker, I just want to be able to speak fluently.
- Anadilim gibi konuşmama gerek yok, sadece akıcı bir şekilde konuşabilmek istiyorum.
- I'd like to speak French fluently.
- Akıcı bir şekilde Fransızca konuşmak isterdim.
- I can speak Spanish fluently.
- İspanyolcayı akıcı bir şekilde konuşabilirim.
- I can speak Italian fluently.
- Akıcı bir şekilde İtalyanca konuşabilirim.
- Do you really think you can learn to speak French fluently in three months?
- Gerçekten üç ay içinde akıcı bir şekilde Fransızca konuşmayı öğrenebileceğini düşünüyor musun?
- She speaks our language fluently.
- Bizim dilimizi akıcı bir şekilde konuşuyor.
- Tom's dream was to be able to speak French fluently.
- Tom'un hayali akıcı bir şekilde Fransızca konuşabilmekti.
- You speak English fluently.
- Sen akıcı bir şekilde İngilizce konuşursun.
- Marie speaks German fluently.
- Marie akıcı bir şekilde Almanca konuşuyor.
- I hear that Tom can speak French quite fluently.
- Tom'un oldukça akıcı bir şekilde Fransızca konuşabildiğini duydum.
- There is a big difference in being able to speak a language well, and being able to speak a language fluently.
- Bir dili iyi konuşabilmek ile bir dili akıcı bir şekilde konuşabilmek arasında büyük bir fark vardır.
- He speaks English as fluently as if he were an American.
- O, İngilizceyi bir Amerikalı kadar akıcı bir şekilde konuşur.
- I'd like to be able to speak French fluently.
- Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilmek isterdim.
- They speak German fluently.
- Akıcı bir şekilde Almanca konuşuyorlar.
- In addition to English, she speaks French fluently.
- İngilizcenin yanı sıra Fransızcayı da akıcı bir şekilde konuşabiliyor.
Show More (77)
|