frail - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
frail zayıf adj.
  • The frail institutions didn't help the country fight against the Covid 19.
  • Zayıf kurumlar ülkenin Covid 19'a karşı savaşmasına yardımcı olmadı.
  • Who would tell you that frail people never give in?
  • Kim size zayıf insanların asla pes etmeyeceğini söyleyebilir?
  • The elderly woman was frail but feisty.
  • Yaşlı kadın zayıf ama alıngandı.
Show More (0)
frail güçsüz adj.
  • She looked old and frail.
  • Yaşlı ve güçsüz görünüyordu.
Show More (-2)
frail kırılgan adj.
  • The situation there remains frail, but the Loya Jirga process still provides a good basis on which to build.
  • Oradaki vaziyet hala kırılgan, ancak Loya Jirga süreci hala üzerine inşa edilecek iyi bir temel sağlıyor.
Show More (-2)
frail narin adj.
  • The elderly woman was frail but feisty.
  • Yaşlı kadın narin ama alıngandı.
Show More (-2)
frail çelimsiz adj.
  • The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair.
  • Çelimsiz yaşlı adam inatla tekerlekli sandalye kullanmayı reddetti.
Show More (-2)