Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
frightful
korkunç
adj.
The storm brought
frightful
winds and heavy rain.
Fırtına
korkunç
rüzgarlar ve şiddetli yağmur getirdi.
It was
frightful
when my car skidded on the ice.
Arabam buz üzerinde savrulduğunda,
korkunçtu.
This morning the weather is
frightful.
Bu sabah hava
korkunç.
It was
frightful
when my car skidded on the ice.
Arabamın buzda kayması
korkunçtu.
Show More (1)
2
frightful
berbat
adj.
Her cooking skills were
frightful.
Kadının aşçılık becerileri
berbattı.
Show More (-2)