İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | gain on someone f. | birine yetişmek |
Deyim | gain on someone f. | birini yakalamak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | gain on (someone or something) f. | (birine/bir şeye) yetişmek | ||
His car is gaining on us. Arabası bize yetişiyor. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | enable someone to gain hands-on experience f. | pratik kazandırmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | gain on (someone or something) f. | (biriyle/bir şeyle) arasındaki mesafeyi kapatmak | ||
Idioms | ||||
Deyim | gain ground on (someone or something) f. | (birinin/bir şeyin) başarısına zarar vermek | ||
Deyim | gain ground on (someone or something) f. | (birinin/bir şeyin) popülerliğini gölgelemek | ||
Deyim | gain ground on (someone or something) f. | (birinin/bir şeyin) zararına olacak şekilde başarılı olmak |