|
- He gambles when he is in cash.
- Parası olduğunda kumar oynar.
- It is in this context that the European Union is gambling its credibility.
- İşte bu bağlamda Avrupa Birliği güvenilirliği ile kumar oynuyor.
- When you trade without risk management rules, you are in fact gambling.
- Risk yönetimi kuralları olmadan işlem yapıyorsanız aslında kumar oynuyorsunuz demektir.
- When you trade without risk management rules, you are in fact gambling.
- Risk yönetimi kuralları olmadan işlem yaptığınızda, aslında kumar oynuyorsunuz demektir.
- When you trade without risk management rules, you are in fact gambling.
- Risk yönetimi kuralları olmadan işlem yaptığınızda aslında kumar oynamış olursunuz.
- Do you like to gamble?
- Kumar oynamak ister misin?
- You must stop gambling.
- Kumar oynamayı bırakmak zorundasın.
- Tom is gambling again, isn't he?
- Tom tekrar kumar oynuyor, değil mi?
- Tom blew all his money gambling on horses.
- Tom bütün parasını atlarla kumar oynayarak kaybetti.
- I don't gamble anymore.
- Artık kumar oynamam.
- Don't gamble with other people's money.
- Başka insanların parasıyla kumar oynama.
- He is mad on gambling.
- Kumar oynamayı çok seviyor.
- Tom loves gambling.
- Tom kumar oynamayı sever.
- Do you gamble?
- Kumar oynar mısın?
- He consumed his fortune gambling.
- Servetini kumar oynayarak tüketti.
- You're taking a big gamble.
- Büyük bir kumar oynuyorsun.
- Sami took a deadly gamble.
- Sami ölümcül bir kumar oynadı.
- Tom lost all of his money gambling.
- Tom bütün parasını kumar oynayarak kaybetti.
- Tom blew all his money gambling on horses.
- Tom bütün parasını atlarla kumar oynayarak harcadı.
- Tom doesn't like gambling.
- Tom kumar oynamayı sevmez.
- Sami was gambling.
- Sami kumar oynuyordu.
- Stop gambling.
- Kumar oynamayı bırak.
- Layla was fed up of Sami's gambling.
- Layla, Sami'nin kumar oynamasından bıkmıştı.
- Tom liked to gamble.
- Tom kumar oynamayı severdi.
- Hatoyama says that he supports his family by gambling on horse racing.
- Hatoyama at yarışlarında kumar oynayarak ailesine destek olduğunu söylüyor.
- Sami was always gambling.
- Sami her zaman kumar oynardı.
- Some people think that gambling's a sin.
- Bazı insanlar kumar oynamanın bir günah olduğunu düşünüyor.
- Is it true that you gamble?
- Kumar oynadığın doğru mu?
- What Tom really loved was gambling.
- Tom'un gerçekten sevdiği şey kumar oynamaktı.
- I don't gamble anymore.
- Artık kumar oynamıyorum.
- Don't gamble with other people's money.
- Başkalarının parasıyla kumar oynama.
- I'm not gambling anymore.
- Artık kumar oynamıyorum.
- You don't like gambling, do you?
- Sen kumar oynamayı sevmezsin, değil mi?
- Tom liked to gamble.
- Tom kumar oynamayı sevdi.
- Tom is gambling again, isn't he?
- Tom yine kumar oynuyor, değil mi?
- Why do some people like to gamble?
- Neden bazı insanlar kumar oynamayı sever?
- Tom doesn't like gambling.
- Tom kumar oynamayı sevmiyor.
- Tom likes to gamble.
- Tom kumar oynamayı sever.
- I went and gambled with all the money.
- Gidip bütün parayla kumar oynadım.
- Hatoyama says that he supports his family by gambling on horse racing.
- Hatoyama at yarışında kumar oynayarak ailesini desteklediğini söylüyor.
- He loves to gamble but generally loses.
- Kumar oynamayı sever ama genelde kaybeder.
- Why do some people like to gamble?
- Neden bazı insanlar kumar oynamayı severler?
- Tom doesn't gamble.
- Tom kumar oynamaz.
- I'm not gambling anymore.
- Ben artık kumar oynamıyorum.
- Do you like to gamble?
- Kumar oynamayı sever misin?
- Tom likes to gamble on horses.
- Tom atlarla kumar oynamayı seviyor.
- I don't gamble.
- Kumar oynamam.
- Tom is gambling again.
- Tom yine kumar oynuyor.
- Why do you gamble?
- Neden kumar oynuyorsun?
- Tom lost a lot of money gambling.
- Tom kumar oynayarak bir sürü para kaybetti.
- You don't like gambling, do you?
- Kumar oynamayı sevmiyorsun, değil mi?
- Tom is gambling again.
- Tom tekrar kumar oynuyor.
- You're taking a big gamble, aren't you?
- Büyük bir kumar oynuyorsun, değil mi?
- You need to stop gambling.
- Kumar oynamayı bırakmalısın.
- No one's gambling.
- Kimse kumar oynamıyor.
- No one's gambling.
- Hiç kimse kumar oynamıyor.
- I don't gamble, drink or smoke.
- Kumar oynamam, içki ya da sigara içmem.
- She gambled the money.
- Parayla kumar oynadı.
- Both my father and my brother like gambling.
- Hem babam hem de erkek kardeşim kumar oynamayı severler.
- Sami was always gambling.
- Sami her zaman kumar oynuyordu.
- Tom doesn't gamble anymore.
- Tom artık kumar oynamıyor.
Show More (58)
|