|
- Tom finally got caught.
- Tom sonunda yakalandı.
- I almost got caught a few times.
- Birkaç kez neredeyse yakalanıyordum.
- Tom has been doing a pretty good job of eluding the police, but eventually he'll get caught.
- Tom polisten kaçmak için oldukça iyi bir iş çıkarıyor, ama eninde sonunda yakalanacak.
- Layla got caught.
- Leyla yakalandı.
- Let's not get caught doing this.
- Bunu yaparken yakalanmayalım.
- Sami got caught stealing.
- Sami hırsızlık yaparken yakalandı.
- Tom didn't want to get caught.
- Tom yakalanmak istemedi.
- We didn't get caught, did we?
- Yakalanmadık, değil mi?
- Everybody is glad Tom got caught.
- Tom'un yakalanmasından herkes memnun.
- We'll get caught.
- Yakalanacağız.
- The criminals got caught after they posted pictures of themselves on Facebook with stolen goods and money.
- Suçlular, Facebook'ta çalıntı mal ve parayla çekilmiş fotoğraflarını yayınladıktan sonra yakalandılar.
- How did you get caught?
- Sen nasıl yakalandın?
- Tom got caught cheating on a test and was suspended from school.
- Tom bir sınavda kopya çekerken yakalandı ve okuldan uzaklaştırıldı.
- I almost got caught a few times.
- Ben neredeyse birkaç kez yakalandım.
- I want us not to get caught.
- Yakalanmayalım istiyorum.
- What happens if I get caught?
- Yakalanırsam ne olacak?
- I barely escaped getting caught.
- Yakalanmaktan zor kurtuldum.
- What happens if we get caught?
- Yakalanırsak ne olur?
- Layla got caught.
- Layla yakalandı.
- I hope I don't get caught.
- Umarım yakalanmam.
- They'll get caught.
- Yakalanacaklar.
- I got caught cheating on a test.
- Sınavda kopya çekerken yakalandım.
- I heard you got caught stealing something.
- Bir şey çalarken yakalandığını duydum.
- I think we'll get there in time if we don't get caught in a traffic jam.
- Eğer trafik sıkışıklığına yakalanmazsak oraya zamanında varacağımızı düşünüyorum.
- I'm glad the guys who broke into your house got caught.
- Evinize girenlerin yakalanmasına sevindim.
- We got caught in the storm.
- Biz fırtınaya yakalandık.
- I didn't want get caught.
- Yakalanmak istemedim.
- If we don't hit the road soon, we'll get caught in the morning rush hour traffic.
- Hemen yola çıkmazsak sabah trafiğine yakalanacağız.
- Tom tried to avoid getting caught.
- Tom yakalanmaktan kaçınmaya çalıştı.
- Don't get caught.
- Sakın yakalanma.
- I knew Tom wouldn't get caught.
- Tom'un yakalanmayacağını biliyordum.
- I never got caught.
- Hiç yakalanmadım.
- He cheated on the test and got caught.
- Sınavda kopya çekti ve yakalandı.
- If you were a spy trying to pass as a native speaker and said it that way, you'd likely get caught.
- Eğer anadiliniz gibi konuşmaya çalışan bir casus olsaydınız ve bunu bu şekilde söyleseydiniz, muhtemelen yakalanırdınız.
- I'd never get caught.
- Asla yakalanmam.
- I'm glad Tom got caught.
- Tom'un yakalandığına sevindim.
- What happens if we get caught?
- Yakalanırsak ne olacak?
- Try not to get caught.
- Yakalanmamaya çalış.
- What if you get caught?
- Ya yakalanırsanız?
- We got caught.
- Yakalandık.
- Tom hid in the mountains because he didn't want to get caught by the police.
- Tom polis tarafından yakalanmak istemediği için dağlarda saklandı.
- She got caught.
- O yakalandı.
- I hope Tom never gets caught.
- Tom'un asla yakalanmayacağını umuyorum.
- Tom didn't want get caught.
- Tom yakalanmak istemedi.
- Sami got caught stealing.
- Sami çalarken yakalandı.
- He didn't get caught.
- Yakalanmadı.
- We could get caught.
- Yakalanabiliriz.
- What if you get caught?
- Ya yakalanırsan?
- I got caught up in the moment.
- Şu an yakalandım.
- We didn't get caught.
- Biz yakalanmadık.
- I didn't get caught.
- Yakalanmadım.
- It's horrible to get caught in rush hour traffic.
- İş çıkışındaki yoğun trafiğe yakalanmak korkunçtur.
- We'd better not get caught.
- Yakalanmasak iyi olur.
- Sami knew who to blame if he got caught.
- Sami yakalanırsa kimi suçlayacağını biliyordu.
- I got caught in a rainstorm.
- Yağmur fırtınasına yakalandım.
- Everyone is glad Tom got caught.
- Herkes Tom'un yakalandığına memnun.
- We almost got caught a few times.
- Neredeyse birkaç kez yakalanıyorduk.
- Tom got caught cheating on an exam.
- Tom sınavda kopya çekerken yakalandı.
- I heard that Tom had been smuggling drugs into America for years before he got caught.
- Tom'un yakalanmadan önce yıllarca Amerika'ya uyuşturucu kaçırdığını duydum.
- Sami didn't want to get caught with a body.
- Sami bir cesetle yakalanmak istemiyordu.
- Tom almost got caught.
- Tom neredeyse yakalanıyordu.
- I won't get caught.
- Yakalanmayacağım.
- Tom never got caught.
- Tom hiç yakalanmadı.
- I got caught in traffic.
- Trafiğe yakalandım.
- He cheated on the test and got caught.
- O, sınavda kopya çekti ve yakalandı.
- Tom got caught cheating on a test and was suspended from school.
- Tom bir testte kopya çekerken yakalandı ve okuldan uzaklaştırıldı.
- She didn't get caught.
- O yakalanmadı.
- We didn't get caught.
- Yakalanmadık.
- Be careful not to get caught.
- Yakalanmamak için dikkatli ol.
- I thought I was going to get caught by the police.
- Polis tarafından yakalanacağımı sanıyordum.
- Tom and Mary were worried about getting caught by the police.
- Tom ve Mary polis tarafından yakalanmaktan endişe ediyorlardı.
- What if we get caught?
- Ya yakalanırsak?
- I barely escaped getting caught.
- Yakalanmaktan zar zor kaçtım.
- I don't want us to get caught.
- Yakalanmamızı istemiyorum.
- I thought I was going to get caught by the police.
- Polise yakalanacağımı sandım.
- Sami will get caught.
- Sami yakalanacak.
- What happens if I get caught?
- Ben yakalanırsam ne olur?
- I got caught.
- Yakalandım.
- You were lucky that you didn't get caught in the rain.
- Yağmura yakalanmadığın için şanslısın.
- Tom didn't get caught.
- Tom yakalanmadı.
- Yanni got caught in the flood.
- Yanni sele yakalandı.
- I hope that I don't get caught.
- Umarım yakalanmam.
- We won't get caught.
- Yakalanmayacağız.
- I'd never get caught.
- Asla yakalanmayacağım.
- Tom is sorry that he got caught.
- Tom yakalandığı için üzgün.
- He didn't get caught.
- O yakalanmadı.
- I didn't get caught.
- Ben yakalanmadım.
- Sami is going to get caught.
- Sami yakalanacak.
- He got caught.
- O yakalandı.
- How did Tom get caught?
- Tom nasıl yakalandı?
- Tom got caught.
- Tom yakalandı.
- Tom never got caught.
- Tom asla yakalanmadı.
- We didn't get caught, did we?
- Biz yakalanmadık, değil mi?
- He got caught kissing a girl in the back seat of the car.
- Arabanın arka koltuğunda bir kızı öperken yakalandı.
- How did you get caught?
- Nasıl yakalandın?
- We got caught in the storm.
- Fırtınaya yakalandık.
- You'd better not get caught.
- Yakalanmasan iyi olur.
- I think we'll get there in time if we don't get caught in a traffic jam.
- Bir trafik sıkışıklığı yakalanmazsak, sanırım zamanında orada olacağız.
- Sami is gonna get caught.
- Sami yakalanacak.
- Tom got caught in a traffic jam.
- Tom trafik sıkışıklığına yakalandı.
- I'm glad Tom got caught.
- Tom'un yakalandığına memnun oldum.
- We'll get in trouble if we get caught.
- Yakalanırsak başımız belaya girer.
- Tom hid in the mountains because he didn't want to get caught by the police.
- Tom dağlarda saklandı çünkü polise yakalanmak istemiyordu.
- We almost got caught.
- Neredeyse yakalanıyorduk.
- Tom finally got caught.
- Tom nihayet yakalandı.
- Tom has been doing a pretty good job of eluding the police, but eventually he'll get caught.
- Tom polisin elinden kaçma konusunda oldukça iyi bir iş çıkarıyor, ama sonunda yakalanacak.
- But what if we get caught?
- Ama ya yakalanırsak?
- Tom is sorry he got caught.
- Tom yakalandığı için üzgün.
- Everybody is glad Tom got caught.
- Herkes Tom'un yakalanmasına sevindi.
- I hope Tom never gets caught.
- Umarım Tom asla yakalanmaz.
- What if I get caught?
- Ya yakalanırsam?
- I got caught in the rain and got all wet.
- Yağmura yakalandım ve ıslandım.
- We ate dinner late because Tom got caught in a traffic jam.
- Akşam yemeğini geç yedik çünkü Tom trafik sıkışıklığına yakalandı.
- I got caught in the rain and got all wet.
- Yağmura yakalandım ve tamamen ıslandım.
- Sami got caught.
- Sami yakalandı.
- Don't get caught.
- Yakalanmayın.
- We got caught in a traffic jam.
- Trafik sıkışıklığına yakalandık.
- I got caught cheating on a test.
- Testte kopya çekerken yakalandım.
- You'll get caught.
- Yakalanacaksın.
- Everyone is glad Tom got caught.
- Tom'un yakalanmasından herkes memnun.
- Tom got caught stealing apples.
- Tom elma çalarken yakalandı.
- I never got caught.
- Ben asla yakalanmadım.
- We got caught in a rainstorm.
- Fırtınaya yakalandık.
- It's horrible to get caught in rush hour traffic.
- Yoğun saatlerde trafiğe yakalanmak korkunç bir şey.
- I almost got caught.
- Neredeyse yakalanıyordum.
- We could get caught.
- Biz yakalanabiliriz.
- I don't want to get caught.
- Yakalanmak istemiyorum.
- They'll get caught.
- Onlar yakalanacak.
- Tom can't believe Mary let herself get caught.
- Tom, Mary'nin yakalanmasına izin verdiğine inanamıyor.
- If you were a spy trying to pass as a native speaker and said it that way, you'd likely get caught.
- Eğer ana diliniz gibi konuşmaya çalışan bir casus olsaydınız ve bunu bu şekilde söyleseydiniz, muhtemelen yakalanırdınız.
Show More (127)
|