glare - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
glare parıltı n.
  • The glare of my screen is disturbing.
  • Ekranımın parıltısı rahatsız edici.
  • There's a lot of glare.
  • Çok parıltı var.
  • The sun's glare is strong today.
  • Bugün güneşin parıltısı çok kuvvetli.
Show More (0)
glare ters ters bakmak v.
  • Ellen glared at her children to stop them.
  • Ellen onları durdurmak için çocuklarına ters ters baktı.
  • Tom glared back at Mary.
  • Tom Mary'ye ters ters baktı.
Show More (-1)
glare göze çarpmak/gelmek v.
  • The sun glared down on me while driving.
  • Araba kullanırken güneş gözüme geliyordu.
Show More (-2)
glare kızgın bakış n.
  • His intolerant glare scared his workers.
  • Hoşgörüsüz kızgın bakışları işçilerini korkutuyordu.
Show More (-2)
glare göze çarpmak v.
  • One glaring inconsistency in the motor insurance field is in the area of temporary residency.
  • Kasko sigortası alanında göze çarpan bir tutarsızlık da geçici ikamet alanında yaşanmaktadır.
Show More (-2)
glare parlamak v.
  • There's a lot of glare.
  • Çok fazla parlama var.
Show More (-2)
glare dik dik bakmak v.
  • The child glared impudently at its mother.
  • Çocuk annesine küstahça dik dik baktı.
Show More (-2)