1 |
grammar |
gramer |
n. |
|
- In my experience, it takes one year to learn French grammar.
- Tecrübelerime göre Fransızca gramerini öğrenmek bir sene sürüyor.
- In my experience, it takes one year to learn French grammar.
- Şahsi tecrübem; Fransızcanın gramerini öğrenmek bir yıl alıyor.
- My grammar is poor.
- Gramerim kötüdür.
- Latin is one of the few languages that requires a good knowledge of grammar.
- Latince, iyi bir gramer bilgisi gerektiren birkaç dilden biridir.
- Has anyone noticed that in Esperanto grammars they never talk about punctuation?
- Esperanto gramerlerinde noktalama işaretlerinden hiç bahsedilmediğini fark eden var mı?
- Grammar is very difficult.
- Gramer çok zordur.
- Hungarian and Turkish are very similar in terms of grammar.
- Macarca ve Türkçe gramer açısından birbirine çok benzer.
- I'm studying French grammar.
- Fransızca gramer çalışıyorum.
- I'm having a hard time with German grammar.
- Almanca gramer konusunda zorlanıyorum.
- Latin is one of the few languages that requires a good knowledge of grammars.
- Latince, iyi bir gramer bilgisi gerektiren birkaç dilden biridir.
- I'm struggling with French grammar.
- Fransızca gramerde zorlanıyorum.
- Try to learn some grammar.
- Biraz gramer öğrenmeye çalış.
- I don't know who has the highest authority in Japanese grammar.
- Japon gramerinde en yüksek otoritenin kim olduğunu bilmiyorum.
- Grammar Nazis often commit spelling mistakes while criticizing the typos of others.
- Gramer Nazileri başkalarının harf hatalarını eleştirirken sık sık yazım hatası yaparlar.
- There are grammar mistakes in this composition.
- Bu kompozisyonda gramer hataları var.
- Tom's grammar is an absolute rebellion against the English language.
- Tom'un grameri İngiliz diline karşı tam bir isyandır.
- The key to the so-called mastery of any language is bringing the words and grammar to life through context.
- Herhangi bir dilde sözde ustalaşmanın anahtarı, kelimeleri ve grameri bağlam yoluyla hayata geçirmektir.
- I don't understand this confusing grammar question.
- Ben bu kafa karıştırıcı gramer sorusunu anlamıyorum.
- Yoda's grammar learned you have.
- Öğrendiniz gramerini Yoda'nın.
- I ordered a Turkish grammar yesterday.
- Dün bir Türkçe gramer sipariş ettim.
- He has a good knowledge of Russian grammar.
- Rusça gramer konusunda iyi bir bilgiye sahip.
- The grammar of Esperanto is very easy.
- Esperanto'nun grameri çok kolaydır.
- I've never studied French grammar.
- Hiç Fransızca gramer çalışmadım.
- I think the Hungarian grammar is difficult.
- Macarca gramerinin zor olduğunu düşünüyorum.
- I'm a grammar Nazi.
- Ben bir gramer Nazi'siyim.
- The grammar of Esperanto is very easy.
- Esperanto dilinin grameri çok kolaydır.
- Latin is one of the few languages that requires a good knowledge of grammars.
- Latince iyi bir gramer bilgisi gerektiren kaç dilden biridir.
- My grammar sucks.
- Benim gramerim berbattır.
- Grammar is a very complex thing.
- Gramer çok karmaşık bir şey.
- Latin is one of the few languages that requires a good knowledge of grammar.
- Latince iyi bir gramer bilgisi gerektiren birkaç dilden biridir.
- I have trouble with German grammar.
- Almanca gramerde sorun yaşıyorum.
- I'm working on the grammar.
- Ben gramer üzerine çalışıyorum.
- Mr Hirose teaches the students English grammar.
- Bay Hirose öğrencilere İngilizce gramer öğretiyor.
- According to my experience, it takes one year to master French grammar.
- Tecrübelerime göre Fransızca gramerini öğrenmek bir yıl sürüyor.
- Each language has it's own grammar.
- Her dilin kendi grameri vardır.
- Chinese grammar is less complicated than Tagalog's.
- Çince gramer Tagalogcadan daha az karmaşıktır.
- Grammar Nazis must die!
- Gramer Nazileri ölmeli!
Show More (34)
|
2 |
grammar |
dilbilgisi |
n. |
|
- In my experience, it takes one year to learn French grammar.
- Deneyimlerime göre Fransızca dilbilgisini öğrenmek bir yıl sürüyor.
- Grammar Nazis often commit spelling mistakes while criticizing the typos of others.
- Dilbilgisi Nazileri başkalarının yazım hatalarını eleştirirken genellikle yazım hataları yaparlar.
- Many people say that learning a foreign language requires mastery of vocabulary and grammar.
- Birçok insan yabancı dil öğrenmenin kelime ve dilbilgisine hakim olmayı gerektirdiğini söyler.
- I have trouble with French grammar.
- Fransızca dilbilgisi ile ilgili sorun yaşıyorum.
- Although I really hate grammar, it's useful.
- Dilbilgisinden nefret etsem de, işe yarıyor.
- In my experience, it takes one year to learn French grammar.
- Tecrübelerime göre, Fransızca dilbilgisini öğrenmek bir yıl sürüyor.
- I need to polish up the grammar.
- Dilbilgisini düzeltmem gerekiyor.
- He teaches English grammar at a high school.
- Bir lisede İngilizce dilbilgisi öğretmeni.
- I was never good at grammar.
- Dilbilgisinde hiç iyi değildim.
- Your grammar and pronunciation are perfect.
- Dilbilgin ve telaffuzun mükemmel.
- His grammar and pronunciation are perfect.
- Dilbilgisi ve telaffuzu mükemmel.
- Grammar Nazis often commit spelling mistakes while criticizing the typos of others.
- Dilbilgisi Nazileri başkalarının yazım hatalarını eleştirirken sık sık yazım hataları yaparlar.
- I was never good at grammar.
- Ben dilbilgisinde hiç iyi değildim.
- I think that French grammar is difficult.
- Fransızca dilbilgisinin zor olduğunu düşünüyorum.
- Your grammar and pronunciation are perfect.
- Dilbilginiz ve telaffuzunuz mükemmel.
- This is the first time I've ever revised English grammar.
- İngilizce dilbilgisini ilk kez gözden geçiriyorum.
- I need to polish up the grammar.
- Dilbilgisini düzeltmem gerek.
- I have trouble with German grammar.
- Almanca dilbilgisi ile ilgili sorunum var.
- Don't be such a grammar Nazi.
- Bu kadar dilbilgisi Nazi'si olma.
- Right now I'm reading a book that has been written in English about French grammar.
- Şu anda Fransızca dilbilgisi hakkında İngilizce yazılmış bir kitap okuyorum.
- I'm studying grammar.
- Dilbilgisi çalışıyorum.
- I don't understand this confusing grammar question.
- Bu kafa karıştırıcı dilbilgisi sorusunu anlamıyorum.
- In grammar and vocabulary, some dialects differ significantly from the standard language.
- Dilbilgisi ve kelime dağarcığı açısından bazı lehçeler standart dilden önemli ölçüde farklıdır.
- I have trouble with French grammar.
- Fransızca dilbilgisi konusunda sorunlarım var.
- His grammar and pronunciation are perfect.
- Dilbilgin ve telaffuzun kusursuz.
- My grammar sucks.
- Dilbilgim berbat.
- Grammar is very difficult.
- Dilbilgisi çok zordur.
- Grammar is very complicated.
- Dilbilgisi çok karmaşıktır.
- Yoda's grammar learned you have.
- Yoda'nın dilbilgisini öğrenmişsin.
- I ordered a Turkish grammar yesterday.
- Dün bir Türkçe dilbilgisi sipariş ettim.
- Try to learn some grammar.
- Biraz dilbilgisi öğrenmeye çalış.
- Grammar is a very complex thing.
- Dilbilgisi çok karmaşık bir şeydir.
- Her grammar is bad.
- Dilbilgisi kötü.
- Grammar is a very complex thing.
- Dilbilgisi çok karmaşık bir şey.
- I'm working on the grammar.
- Dilbilgisi üzerinde çalışıyorum.
Show More (32)
|
3 |
grammar |
dil bilgisi |
n. |
|
- According to my experience, it takes one year to master French grammar.
- Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.
- I think French grammar is difficult.
- Fransızca dil bilgisinin zor olduğunu düşünüyorum.
- I'll bring along a grammar book next time.
- Bir dahaki sefere yanımda bir dil bilgisi kitabı getireceğim.
- There are grammar mistakes in this composition.
- Bu kompozisyonda dil bilgisi hataları var.
- I'm working on the grammar.
- Ben dil bilgisi üzerinde çalışıyorum.
- He teaches English grammar at a high school.
- Lisede İngilizce dil bilgisi öğretir.
- Right now I'm reading a book that has been written in English about French grammar.
- Şu anda Fransızca dil bilgisi hakkında İngilizce yazılmış bir kitabı okuyorum.
- He has extracted a great many examples from the grammar book.
- O, dil bilgisi kitabından pek çok örnek çıkardı.
- I think French grammar is difficult.
- Sanırım Fransızca dil bilgisi zor.
- The grammar of Esperanto is very simple.
- Esperanto dil bilgisi çok basittir.
- I have a grammar book.
- Benim bir dil bilgisi kitabım var.
- In Esperanto there are only 16 grammar rules.
- Esparanto'da sadece 16 dil bilgisi kuralı var.
- Her grammar is bad.
- Onun dil bilgisi kötü.
- I'm having a hard time with French grammar.
- Fransızca dil bilgisi konusunda zorlanıyorum.
- Grammar Nazis often commit spelling mistakes while criticizing the typos of others.
- Dil bilgisi Nazileri başkalarının yazım hataları eleştirirken sık sık yazım hataları yaparlar.
- I'm studying French grammar.
- Fransızca dil bilgisi çalışıyorum.
- Grammar is very difficult.
- Dil bilgisi çok zordur.
- Esperanto grammar is very simple.
- Esperanto dil bilgisi çok basittir.
- I've never studied French grammar.
- Ben hiç Fransızca dil bilgisi okumadım.
- Each language has it's own grammar.
- Her dilin kendi dil bilgisi vardır.
- Mr Hirose teaches the students English grammar.
- Bay Hirose öğrencilerine İngilizce dil bilgisi öğretiyor.
- You must study grammar more.
- Daha fazla dil bilgisi çalışmalısın.
Show More (19)
|
4 |
grammar |
dilbilgisi kitabı |
n. |
|
- I'll bring along a grammar book next time.
- Bir dahaki sefere yanımda dilbilgisi kitabı getireceğim.
- I gave him a grammar book.
- Ona bir dilbilgisi kitabı verdim.
- Shihai is carrying a Chinese grammar book to go to Teacher Wang's place and ask questions.
- Shihai, Öğretmen Wang'ın evine gidip sorular sormak için bir Çince dilbilgisi kitabı taşıyor.
- He has extracted a great many examples from the grammar book.
- Dilbilgisi kitabından pek çok örnek çıkardı.
- I have a grammar book.
- Bir dilbilgisi kitabım var.
Show More (2)
|
5 |
grammar |
gramer kitabı |
n. |
|
- I have a grammar book.
- Bir gramer kitabım var.
- I have a grammar book.
- Benim bir gramer kitabım var.
Show More (-1)
|