groan - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
groan inlemek v.
  • I groaned.
  • İnledim.
  • Everybody groans.
  • Herkes inliyor.
  • We could hear the groans of the injured man.
  • Yaralı adamın inlemelerini duyabiliyorduk.
Show More (11)
groan inilti n.
  • I don't want to,' she said, letting out a groan.
  • "İstemiyorum," dedi, bir inilti çıkararak.
  • He let out an exaggerated groan and put his hand on the doorknob.
  • Abartılı bir inilti çıkardı ve elini kapı koluna koydu.
  • Tom stifled a groan.
  • Tom bir iniltiyi bastırdı.
Show More (2)
groan sızlanmak v.
  • The kids groaned when the music stopped.
  • Müzik durduğunda çocuklar sızlandılar.
  • ‘It’s too difficult!’ The students groaned.
  • “Çok zor!” diye sızlandı öğrenciler.
  • Everybody groans.
  • Herkes sızlanıyor.
Show More (0)
groan gıcırdamak v.
  • The wooden floor groaned as he walked.
  • Yürürken ahşap zemin gıcırdıyordu.
  • The roof of the hut groaned under the weight of the snow.
  • Kulübenin çatısı karın ağırlığı altında gıcırdadı.
Show More (-1)
groan inlemek n.
  • Tom started groaning.
  • Tom inlemeye başladı.
  • Tom is groaning.
  • Tom inliyor.
Show More (-1)
groan ile dolu olmak v.
  • The children got more hungry, looking at the table groaning with food.
  • Çocuklar yemekle dolu masayı görünce daha da acıktılar.
Show More (-2)
groan sert ve gıcırtılı ses n.
  • We heard a groan of the door opening.
  • Açılan kapının sert ve gıcırtılı sesini duyduk.
Show More (-2)