gulf - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
gulf uçurum n.
  • The gulf between rich and poor is enormous.
  • Zengin ve fakir arasındaki uçurum çok büyük.
  • Yet how can the gulf between political rhetoric and reality be filled?
  • Siyasi retorik ile gerçeklik arasındaki uçurum nasıl doldurulabilir?
  • There is a gulf of mutual incomprehension between the EU and the US.
  • AB ve ABD arasında karşılıklı anlayışsızlıktan kaynaklanan bir uçurum var.
Show More (11)
gulf körfez n.
  • The Gulf Area countries agreed on some economic criteria.
  • Körfez Bölgesi ülkeleri bazı ekonomik kriterler üzerinde anlaştı.
  • Its Member States would not be sending frigates to the Gulf and would not be accommodating US demands.
  • Üye Devletler Körfez'e fırkateyn göndermeyecek ve ABD'nin taleplerini yerine getirmeyecektir.
  • That is, however, the optimum option ahead of any military engagement in the Gulf.
  • Ancak bu, Körfez'de herhangi bir askeri angajman öncesinde en uygun seçenektir.
Show More (3)