|
- Their aim is to control information and dictate an ideology, a way of life and consumer habits.
- Amaçları bilgiyi kontrol etmek ve bir ideoloji, bir yaşam biçimi ve tüketici alışkanlıklarını dikte etmektir.
- Their aim is to control information and dictate an ideology, a way of life and consumer habits.
- Amaçları bilgiyi kontrol etmek ve bir ideolojiyi, bir yaşam biçimini ve tüketim alışkanlıklarını dikte etmektir.
- This has to do with people's lifestyles and eating habits.
- Bu, insanların yaşam tarzları ve beslenme alışkanlıklarıyla ilgilidir.
- The climate changes caused by our consumer habits have begun.
- Tüketim alışkanlıklarımızın yol açtığı iklim değişiklikleri başladı.
- Changes in society over the past twenty years have also left their mark on our eating habits.
- Son yirmi yılda toplumda meydana gelen değişiklikler beslenme alışkanlıklarımız üzerinde de iz bırakmıştır.
- This public-health issue is of course linked to that of eating habits, and of nutritional and health education.
- Bu kamu sağlığı konusu elbette beslenme alışkanlıkları, beslenme ve sağlık eğitimi ile bağlantılıdır.
- These economies are extremely weak and lack the mechanisms, habits and culture of the market and of competition.
- Bu ekonomiler son derece zayıftır ve piyasa ve rekabet mekanizmalarından, alışkanlıklarından ve kültüründen yoksundur.
- When companies focus on changing habits, whole organizations can transform.
- Şirketler alışkanlıkları değiştirmeye odaklandığında koskoca organizasyonlar bile dönüşüme uğrayabilir.
- The boy was smaller than an earth child and had many different habits from an ordinary child.
- Çocuk bir dünyalı çocuktan daha küçüktü ve sıradan bir çocuktan farklı olan pek çok alışkanlığı vardı.
- When companies focus on changing habits, whole organizations can transform.
- Şirketler alışkanlıkları değiştirmeye odaklandığında organizasyonlar tamamen dönüşebilir.
- When companies focus on changing habits, whole organizations can transform.
- Şirketler alışkanlıkları değiştirmeye odaklandıklarında, koskoca organizasyonlar dönüşebilir.
- If you quietly give in to these picky habits, your child won't fight for them as hard.
- Eğer sessizce bu seçici alışkanlıklara teslim olursanız, çocuğunuz onlar için o kadar da fazla mücadele etmeyecektir.
- Your poor memory is due to poor listening habits.
- Senin kötü hafızan senin kötü dinleme alışkanlıklarından kaynaklanmaktadır.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
- Kediler, sahiplerininki ile paralel duygusal alışkanlıklar gösterirler.
- I think that our living together has influenced your habits.
- Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.
- You can't expect a man to change his habits at once, girl.
- Bir adamın alışkanlıklarını hemen değiştirmesini bekleyemezsin, kızım.
- Layla's habits didn't change.
- Layla'nın alışkanlıkları değişmedi.
- Some habits are hard to kill.
- Bazı alışkanlıkları öldürmek zordur.
- Mary had noted a distinct change in Tom's behavior and work habits.
- Mary, Tom'un davranışlarında ve çalışma alışkanlıklarında belirgin bir değişiklik fark etmişti.
- They have the same habits.
- Onlar aynı alışkanlıklara sahipler.
- I know Tom's habits pretty well.
- Tom'un alışkanlıklarını iyi bilirim.
- Build good habits.
- Güzel alışkanlıklar edin.
- You are entirely correct; habits play a very large role in people's lives.
- Tamamen haklısınız; alışkanlıklar insanların hayatında çok büyük bir rol oynar.
- I know Tom's habits pretty well.
- Tom'un alışkanlıklarını çok iyi bilirim.
- Man is a slave to habits.
- İnsan alışkanlıkların kölesidir.
- They have the same habits.
- Aynı alışkanlıklara sahipler.
- I think that our living together has influenced your habits.
- Birlikte yaşamamızın alışkanlıklarını etkilediğini düşünüyorum.
- You can't expect a man to change his habits at once, girl.
- Bir erkeğin alışkanlıklarını hemen değiştirmesini bekleyemezsin, kızım.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
- Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.
- Layla's habits didn't change.
- Leyla'nın alışkanlıkları değişmedi.
- Some habits are hard to kill.
- Bazı alışkanlıklardan vazgeçmek güçtür.
- Sami's new habits led him to a terrible fate.
- Sami'nin yeni alışkanlıkları onu korkunç bir kadere sürükledi.
- Can people change their habits?
- İnsanlar alışkanlıklarını değiştirebilirler mi?
- Some habits are difficult to break.
- Bazı alışkanlıkları kırmak zordur.
- Man is a slave to habits.
- İnsan, alışkanlıklarının kölesidir.
- Can people change their habits?
- İnsanlar alışkanlıklarını değiştirebilir mi?
- I think that our living together has influenced your habits.
- Sanırım birlikte yaşamamız senin alışkanlıklarını etkiledi.
Show More (34)
|