|
- Those who have acted in this way had better take good note of that.
- Bu şekilde hareket edenler bunu iyi not etseler iyi olur.
- We had better get used to the idea that a permanent transfer is part of the challenge facing us.
- Kalıcı bir transferin karşı karşıya olduğumuz zorluğun bir parçası olduğu fikrine alışsak iyi olur.
- The PPE-DE Group had better have a good explanation for this.
- PPE-DE Grubunun bunun için iyi bir açıklaması olsa iyi olur.
- You had better have breakfast.
- Kahvaltı yapsan iyi olur.
- You had better go and speak to him in person.
- Gidip onunla yüz yüze konuşsan iyi olur.
- You had better stop buying things at random.
- Rastgele bir şeyler almayı bıraksan iyi olur.
- We had better tell her beforehand, so we can calm her down.
- Ona önceden söylesek iyi olur, böylece onu sakinleştirebiliriz.
- We had better go home rather than wait here.
- Burada beklemektense eve gitsek iyi olur.
- You had better keep this food under ten degrees.
- Bu yiyeceği on derecenin altında tutsan iyi olur.
- You had better supplement your diet with vitamins.
- Diyetinize vitamin takviyesi yapsanız iyi olur.
- Mother told me that I had better not go out in such bad weather.
- Annem bana böyle kötü havalarda dışarı çıkmamamın iyi olacağını söyledi.
- You had better put the book back on the desk, for the owner will come back there.
- Kitabı masanın üzerine geri koysanız iyi olur, çünkü sahibi oraya geri gelecektir.
- You had better put on your crash helmet.
- Kaskını giysen iyi olur.
- You had better go to bed right away, or your cold will get worse.
- Hemen yatsan iyi olur, yoksa soğuk algınlığın daha da kötüleşecek.
- You had better take an umbrella with you today.
- Bugün yanına bir şemsiye alsan iyi olur.
- You had better do your homework at once.
- Ödevini bir an önce yapsan iyi olur.
- You had better not waste your money.
- Paranızı boşa harcamasanız iyi olur.
- You had better put on your crash helmet.
- Kaskını taksan iyi olur.
- Tom had better get here soon.
- Tom bir an önce gelse iyi olur.
- We had better go home rather than wait here.
- Burada bekleyeceğimize eve gitsek daha iyi olur.
- You had better take this medicine if you want to get well.
- İyi olmak istiyorsan bu ilacı alsan iyi olur.
- You had better make use of this opportunity.
- Bu fırsatı değerlendirsen iyi olur.
- You had better consult a doctor about your health.
- Sağlığın hakkında bir doktora danışsan iyi olur.
- You had better not do that.
- Bunu yapmasan iyi olur.
- You had better not walk around in such a place.
- Böyle bir yerde dolaşmasan iyi olur.
- You had better have breakfast.
- Kahvaltı etsen iyi olur.
- If you cannot work out the problem, you had better try a different method.
- Eğer problemi çözemezsen, farklı bir metot denemen daha iyi olur.
- You had better go to bed now.
- Artık yatsan iyi olur.
- You had better not stay up too late.
- Çok geç saatlere kadar kalmasan iyi olur.
- Tom had better not be late again.
- Tom tekrar geç kalmasa iyi olur.
- You had better fix the bookcase to the wall.
- Kitaplığı duvara sabitlesen iyi olur.
- Tom had better leave us alone.
- Tom bizi rahat bıraksa iyi olur.
- Seeing that she is tired, we had better stop for a while.
- Yorgun olduğunu görünce, bir süre dursak iyi olacak.
- Dinner is probably ready, so we had better hurry home.
- Akşam yemeği muhtemelen hazır, bu yüzden acele eve gitsek iyi olur.
- Tom had better not do that.
- Tom onu yapmasa iyi olur.
- You had better have your eyes examined.
- Gözlerini muayene ettirsen iyi olur.
- Tom had better go home.
- Tom eve gitse iyi olur.
- I think you had better take a rest.
- Sanırım dinlensen iyi olur.
- You had better put the book back on the desk, for the owner will come back there.
- Kitabı masaya geri koysan iyi olur, zira sahibi oraya geri dönecek.
- She had better eat breakfast.
- Kahvaltı yapsa iyi olur.
- Seeing that it is raining, you had better stay home.
- Madem yağmur yağıyor, evde kalsanız iyi olur.
- Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person.
- Adınıza birini göndermek yerine gidip yüz yüze konuşsanız daha iyi olur.
- You had better get dressed now.
- Artık giyinsen iyi olur.
- You had better consult with your teacher.
- Öğretmenine danışsan iyi olur.
- I think you had better look forward.
- Bence önünüze baksanız iyi olur.
- You had better do as I suggest.
- Önerdiğim gibi yapsan iyi olur.
- You had better take an umbrella with you in case it rains.
- Yağmur yağma ihtimaline karşı yanına bir şemsiye alsan iyi olur.
- You had better go in person.
- Bizzat gitsen iyi olur.
- You had better go there in decent clothes.
- Oraya uygun elbiselerle gitsen iyi olur.
- Tom had better watch out.
- Tom dikkatli olsa iyi olur.
- You had better try buttering him up first.
- Önce ona yağ çekmeyi denesen iyi olur.
- We had better begin to prepare for the test.
- Sınava hazırlanmaya başlasak iyi olur.
- You had better leave at once.
- Bir an önce gitsen iyi olur.
- I guess I had better decide before I book the accommodation and flights.
- Sanırım konaklama ve uçuş rezervasyonu yapmadan önce karar versem iyi olur.
- You had better not go after dark.
- Hava karardıktan sonra gitmesen iyi olur.
- Tom had better not do that again.
- Tom bunu bir daha yapmasa iyi olur.
- You had better take her advice.
- Onun tavsiyesini dinlesen iyi olur.
- As you are tired, you had better rest.
- Yorgun olduğun için dinlensen iyi olur.
- You had better take a bath to get warm.
- Isınmak için bir banyo yapsan iyi olur.
- You had better make use of the opportunity.
- Bu fırsatı değerlendirseniz iyi olur.
- You had better not start until they arrive.
- Onlar gelinceye kadar başlamasan iyi olur.
- You had better go to bed now.
- Şimdi yatmaya gitsen iyi olur.
- I had better ask her.
- Ona sorsam iyi olur.
- Tom had better watch out.
- Tom dikkat etse iyi olur.
- You had better help your father.
- Babana yardım etsen iyi olur.
- In any case you had better obey your parents.
- Her halükarda annenizle babanızın sözünü dinleseniz iyi olur.
- We had better protect our eyes from direct sunlight.
- Gözlerimizi direk güneş ışığından korusak iyi olur.
- You had better stop smoking.
- Sigara içmeyi bıraksan iyi olur.
- You had better consult with your teacher.
- Öğretmeninize danışsanız iyi olur.
- You had better give up smoking for your health.
- Sağlığın için sigara içmeyi bıraksan iyi olur.
- You had better take account of his age.
- Yaşını dikkate alsan iyi olur.
- You had better leave at once.
- Hemen yola çıksan iyi olur.
- You had better not do anything today.
- Bugün hiçbir şey yapmasan iyi olur.
- You had better try buttering him up first.
- Önce onu pohpohlamaya çalışsan iyi olur.
- You had better tell me the whole story.
- Bana tüm hikayeyi anlatsan iyi olur.
- You had better take an umbrella with you.
- Yanına bir şemsiye alsan iyi olur.
- We had better not mention it.
- Bundan söz etmesek iyi olur.
- You had better not go there again.
- Oraya tekrar gitmesen iyi olur.
- You had better take his youth into account.
- Onun gençliğini dikkate alsan iyi olur.
- You had better be ready in case he comes.
- Gelirse diye hazır olsan iyi olur.
- You had better see the cloth with your own eyes.
- Kumaşı kendi gözlerinizle görseniz iyi olur.
- Tom had better not be late again.
- Tom yine geç kalmasa iyi olur.
- You had better make sure that he is at home, before you call on him.
- Ona uğramadan önce evde olduğundan emin olsanız iyi olur.
- You had better act upon his advice.
- Onun tavsiyesine göre hareket etsen iyi olur.
- You had better enter the hospital.
- Hastaneye gitsen iyi olur.
- You had better be careful not to overeat.
- Aşırı yememeye dikkat etsen iyi olur.
- You had better ask him which way to take.
- Hangi yoldan gideceğini ona sorsan iyi olur.
- I think I had better have my sweater mended.
- Bence kazağımı onartsam iyi olacak.
- You had better not think of everything in terms of money.
- Her şeyi para açısından düşünmesen iyi olur.
- I had better ask them.
- Onlara sorsam iyi olur.
- You had better go to bed early.
- Yatmaya erken gitsen iyi olur.
- You had better yield to your teacher's advice.
- Öğretmeninizin tavsiyelerine kulak verseniz iyi olur.
- You had better take an umbrella.
- Bir şemsiye alsan iyi olur.
- You had better hurry because the banks will close soon.
- Acele etsen iyi olur, çünkü bankalar yakında kapanacak.
- This had better be good.
- Bu iyi olsa iyi olur.
- You had better see the doctor.
- Doktora görünsen iyi olur.
- You had better go there in decent clothes.
- Oraya düzgün kıyafetlerle gitsen iyi olur.
- You had better not climb such high mountains in winter.
- Kışın o kadar yüksek dağlara tırmanmasanız iyi olur.
- You had better get dressed now.
- Şimdi giyinsen iyi olur.
- We had better not attend the meeting.
- Toplantıya katılmasak daha iyi olur.
Show More (97)
|
