Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
have a role
rolü olmak
v.
If anyone
has a role
now, it is the Italian Presidency.
Şu anda bir
rolü olan
varsa o da İtalya Dönem Başkanlığı'dır.
It would be excellent if Parliament
had a role
to play in this.
Parlamentonun bu konuda oynayabileceği bir
rol olsaydı
mükemmel olurdu.
Show More (-1)
2
have a role
role sahip olmak
v.
The Europeans should cease worrying about
having a role.
Avrupalılar bir
role sahip olma
konusunda endişelenmeyi bırakmalıdır.
Show More (-2)