|
- Terrorism is a crime against humanity, it is absolutely evil, without equivalent, and must be condemned.
- Terörizm insanlığa karşı işlenen bir suçtur, kesinlikle kötüdür, eşdeğeri yoktur ve kınanmalıdır.
- It is an appalling litany of crimes against humanity.
- Bu, insanlığa karşı işlenmiş korkunç bir suçlar silsilesidir.
- Let us put our hands on our hearts and commit ourselves to peace, to justice, but, most importantly of all, to humanity.
- Ellerimizi kalplerimizin üzerine koyalım ve kendimizi barışa, adalete ama hepsinden önemlisi insanlığa adayalım.
- I feel that we too should search for our wits, in other words our minds, the wisdom that humanity has lost.
- Bizim de aklımızı, yani insanlığın kaybettiği bilgeliği aramamız gerektiğini düşünüyorum.
- We must fight torture, terrorism and every crime against humanity.
- İşkence, terörizm ve insanlığa karşı işlenen her suçla mücadele etmeliyiz.
- It requires a broader effort to create a shared future based on our common humanity.
- Ortak insanlığımıza dayalı ortak bir gelecek yaratmak için daha geniş kapsamlı bir çaba gerektirir.
- Surely humanity cannot be reduced to the level of political wheeling and dealing.
- Şüphesiz insanlık, siyasi çark ve pazarlık düzeyine indirgenemez.
- It will go on and on, in many different shapes and forms, a few thousand terrorists against the whole of humanity.
- İnsanlığın tamamına karşı birkaç bin terörist, pek çok farklı şekil ve biçimde devam edip gidecek.
- Difference is the essence of humanity, and it should therefore be totally respected and never fought over.
- Farklılık insanlığın özüdür ve bu nedenle tamamen saygı duyulmalı ve asla uğruna savaşılmamalıdır.
- It requires a broader effort to create a shared future based on our common humanity.
- Ortak insanlığımıza dayalı ortak bir gelecek yaratmak için daha geniş bir çaba gerektirir.
- Because when you look at humanity no two human beings are the same.
- Çünkü insanlığa baktığınızda, iki insan birbiriyle aynı değildir.
- When wars continue, humanity loses its purpose.
- Savaşlar devam ettiğinde insanlık amacını yitirir.
- Science and research without a conscience would be humanity's ruin.
- Vicdanı olmayan bilim ve araştırma insanlığın yıkımı olacaktır.
- We must not lose our humanity.
- İnsanlığımızı kaybetmemeliyiz.
- Today, humanity no longer tolerates lies or inaccurate accounts when it comes to the horrific events of history.
- Bugün insanlık, tarihin korkunç olayları söz konusu olduğunda artık yalanlara veya yanlış anlatımlara tahammül edemiyor.
- We must ensure that nothing goes unpunished, and that enquiries are definitely mounted into any crimes against humanity.
- Hiçbir şeyin cezasız kalmamasını ve insanlığa karşı işlenen suçların mutlaka soruşturulmasını sağlamalıyız.
- I wept for the Israeli soldier who had lost his humanity.
- İnsanlığını kaybetmiş İsrailli asker için ağladım.
- Surely humanity cannot be reduced to the level of political wheeling and dealing.
- Şüphesiz insanlık, siyasi çarkçılık ve pazarlık düzeyine indirgenemez.
- Why in the name of humanity have the Arab states allowed this situation to persist?
- İnsanlık adına Arap devletleri neden bu durumun devam etmesine izin verdiler?
- It is an appalling litany of crimes against humanity.
- İnsanlığa karşı işlenen suçların dehşet verici bir listesidir.
- Today's world requires us to accept the oneness of humanity.
- Bugünün dünyası insanlığın birliğini kabul etmemizi gerektiriyor.
- The work on these areas cannot be regarded as being complete if one half of humanity is ignored.
- İnsanlığın bir yarısı göz ardı edilirse bu alanlardaki çalışmalar tamamlanmış sayılamaz.
- Today's world requires us to accept the oneness of humanity.
- Günümüz dünyası insanlığın birliğini kabul etmemizi gerektirmektedir.
- What fine examples of humanity and solidarity in an increasingly unfeeling world.
- Giderek duygusuzlaşan bir dünyada insanlığın ve dayanışmanın ne güzel örnekleri.
- In Jerusalem, where I am from, hope and humanity are fading away.
- Benim geldiğim yer olan Kudüs'te umut ve insanlık yok oluyor.
- We will give humanity hope for the future.
- İnsanlığa gelecek için umut vereceğiz.
- Let us put our hands on our hearts and commit ourselves to peace, to justice, but, most importantly of all, to humanity.
- Ellerimizi kalplerimizin üzerine koyalım ve kendimizi barışa, adalete, ama hepsinden önemlisi insanlığa adayalım.
- It will go on and on, in many different shapes and forms, a few thousand terrorists against the whole of humanity.
- İnsanlığın tamamına karşı birkaç bin terörist, birçok farklı şekil ve biçimde devam edip gidecektir.
- Trafficking in human beings and sexual exploitation are unworthy of humanity.
- İnsan ticareti ve cinsel sömürü insanlığa yakışmaz.
- Religion must stand for love and shared humanity.
- Din, sevgi ve ortak insanlık için ayakta durmalıdır.
- Terrorism is a crime against humanity, it is absolutely evil, without equivalent, and must be condemned.
- Terörizm insanlığa karşı işlenen bir suçtur, kesinlikle kötüdür, eş değeri yoktur ve kınanmalıdır.
- They wished to help humanity within the framework of their own world of values, just like many people do today.
- Tıpkı bugün birçok insanın yaptığı gibi, kendi değerler dünyaları çerçevesinde insanlığa yardım etmek istiyorlardı.
- That is the most important issue for humanity and the EU combined.
- İnsanlık ve AB için en önemli mesele budur.
- Humanity has not existed on a planet so warm.
- İnsanlık daha önce bu kadar sıcak bir gezegende var olmamıştı.
- They won't believe that we work for peace and the salvation of humanity.
- Bizim insanlığın sulh ve selameti için çalıştığımıza inanmayacaklar.
- They won't believe that we work for peace and the salvation of humanity.
- Barış ve insanlığın kurtuluşu için çalıştığımıza inanmayacaklar.
- Humanity has not existed on a planet so warm.
- İnsanlık bu kadar sıcak bir gezegende hiç yaşamadı.
- Let's hope it's not too late for humanity.
- Umalım da insanlık için çok geç olmasın.
- My greatest wish for myself and all of humanity is peace.
- Kendim ve tüm insanlık için en büyük dileğim barıştır.
- My greatest wish for myself and all of humanity is peace.
- Kendim ve tüm insanlık adına da en büyük dileğim barış.
- If you are a human being and have an ounce of humanity or compassion, then kill me, but do not harm the boy.
- Eğer insansanız ve birazcık insanlığınız ya da merhametiniz varsa, o zaman beni öldürün ama çocuğa zarar vermeyin.
- Humanity has not existed on a planet so warm.
- İnsanlık, şu ana kadar böyle sıcak bir gezegenle karşılaşmamıştı.
- An international language would be most useful for humanity.
- Uluslararası bir dil insanlığa çok fayda sağlayacaktır.
- Meteor strikes could wipe out humanity.
- Meteor çarpmaları insanlığı yok edebilir.
- These aliens want to enslave humanity.
- Bu uzaylılar insanlığı köleleştirmek istiyor.
- He wrote a letter to humanity.
- Tüm insanlığa bir mektup yazdı.
- War is a crime against humanity.
- Savaş insanlığa karşı bir suçtur.
- It's clear Tom doesn't have an ounce of humanity.
- Tom'un bir parça insanlığının olmadığı açık.
- Science knows no country, because knowledge belongs to humanity, and is the torch which illuminates the world.
- Bilim ülke tanımaz, çünkü bilgi insanlığa aittir ve dünyayı aydınlatan bir meşaledir.
- If cancer is an enemy of humanity, a cancer is a friend of lobsters.
- Eğer kanser insanlığın düşmanıysa, kanser ıstakozların dostudur.
- Africa is the cradle of humanity.
- Afrika insanlığın beşiğidir.
- I want to leave behind contributions to humanity.
- Arkamda insanlığa katkılar bırakmak istiyorum.
- Tom loves humanity.
- Tom insanlığı seviyor.
- It's clear Tom doesn't have an ounce of humanity.
- Tom'un insanlıktan zerre kadar nasibini almadığı çok açık.
- So long as we are among humans, let us cherish humanity.
- İnsanlar arasında olduğumuz sürece, insanlığa değer verelim.
- Murder is a crime against humanity.
- Cinayet insanlığa karşı bir suçtur.
- Will humanity be able to prevent the degradation of ecosystems?
- İnsanlık ekosistemlerin bozulmasını önleyebilecek mi?
- She wrote a letter for humanity.
- İnsanlığa bir mektup yazdı.
- Light pollution prevents a third of humanity from seeing the Milky Way.
- Işık kirliliği, insanlığın üçte birinin Samanyolu'nu görmesini engeller.
- The future of humanity is in outer space.
- İnsanlığın geleceği uzayda.
- Humanity is rapidly destroying the Earth's environment.
- İnsanlık dünyanın çevresini hızla yok ediyor.
- Genocide is a crime against humanity.
- Soykırım insanlığa karşı bir suçtur.
- When reading certain comments, people can completely lose faith in humanity.
- Bazı yorumları okurken, insanlar insanlığa olan inançlarını tamamen kaybedebilirler.
- Global climate change is one of the greatest threats facing humanity.
- Küresel iklim değişikliği, insanlığın karşılaştığı en büyük tehditlerden biridir.
- You should work in the interests of humanity.
- İnsanlığın çıkarları için çalışmalısın.
- It seems that the rich part of humanity doesn't care much for the problems of the poor part.
- Öyle görünüyor ki, insanlığın zengin kısmı, fakir kısmın problemlerini çok umursamıyor.
- You've restored my faith in humanity.
- İnsanlığa olan inancımı geri getirdiniz.
- It seems that the rich part of humanity doesn't care much for the problems of the poor part.
- Görünüşe göre insanlığın zengin kesimi fakir kesiminin sorunlarını pek umursamıyor.
- Africa is the cradle of humanity.
- Afrika, insanlığın beşiğidir.
- Slavery is a crime against humanity.
- Angarya, insanlık dışı bir suçtur.
- Forced disappearance is a crime against humanity.
- Zorla kaybetme insanlığa karşı bir suçtur.
- She wrote a letter for humanity.
- İnsanlık için bir mektup yazdı.
- The atomic bomb is a great threat to humanity.
- Atom bombası insanlık için büyük bir tehdit.
- Esperanto unites humanity.
- Esperanto insanlığı birleştirir.
- To love humanity, it must be viewed from afar.
- İnsanlığı sevmek için ona uzaktan bakmak gerekir.
- You've restored my faith in humanity.
- İnsanlığa olan inancımı tazelediniz.
- Humanity is evolving, but backwards.
- İnsanlık evrim geçiriyor, ama ters yönde.
- Light pollution prevents a third of humanity from seeing the Milky Way.
- Işık kirliliği insanlığın üçte birinin Samanyolu'nu görmesini engelliyor.
- This is a crime against humanity.
- Bu insanlığa karşı bir suçtur.
- All humanity will suffer if a nuclear war breaks out.
- Nükleer bir savaş çıkarsa tüm insanlık ızdırap çeker.
- Slavery is a crime against humanity.
- Kölelik insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
- An international language would be most useful for humanity.
- Uluslararası bir lisan, insanlık için çok yararlı olacaktır.
- We've lost faith in humanity.
- İnsanlığa olan inancımızı kaybettik.
- You should work in the interests of humanity.
- İnsanlığın çıkarları için çalışmalısınız.
- That day, the most important invention of humanity was born.
- O gün, insanlığın en önemli icadı doğdu.
- Global climate change is one of the greatest threats facing humanity.
- Küresel iklim değişikliği insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri.
- That day, the most important invention of humanity was born.
- O gün, insanlığın en önemli buluşu doğdu.
- Literature teaches us about humanity.
- Edebiyat bize insanlığı öğretir.
- Enslavement is a crime against humanity.
- Köleleştirme insanlığa karşı bir suçtur.
- These aliens want to enslave humanity.
- Bu uzaylılar insanlığı köleleştirmek istiyorlar.
- The future of humanity remains undetermined, as it depends on it.
- İnsanlığın geleceği buna bağlı olduğu için belirsizliğini koruyor.
- You're the last hope for humanity.
- İnsanlık için son umut sensin.
- Music is a common speech for humanity.
- Müzik insanlık için ortak bir dildir.
- Slavery is a crime against humanity.
- Kölelik, insanlık dışı bir suçtur.
- All humanity will suffer if a nuclear war breaks out.
- Bir nükleer savaş patlarsa tüm insanlık acı çeker.
- Remember your humanity, and forget the rest.
- İnsanlığını hatırla ve gerisini unut.
- Music is a common speech for humanity.
- Müzik insanlığa yapılmış ortak bir söylevdir.
- Of course, recognizing our common humanity is only the beginning of our task.
- Elbette, ortak insanlığımızı tanımak görevimizin yalnızca başlangıcıdır.
- I fear for the future of humanity.
- İnsanlığın geleceğinden korkuyorum.
- It's a crime against humanity.
- Bu insanlığa karşı bir suç.
- We've lost faith in humanity.
- Biz insanlığa olan inancımızı kaybettik.
- Spoiling an ending is a heinous crime against humanity.
- Sondaki sürprizi mahvetmek insanlığa karşı işlenmiş iğrenç bir suçtur.
- Nuclear weapons are a threat to all humanity.
- Nükleer silahlar tüm insanlık için bir tehdittir.
- Humanity died this morning.
- İnsanlık bu sabah öldü.
- Torture is a crime against humanity.
- İşkence insanlığa karşı bir suçtur.
- Slavery is a crime against humanity.
- Kölelik insanlığa karşı bir suçtur.
- After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
- İlk Temas'tan sonra insanlığın maddi ve manevi gelişimi gelişti.
- That's a crime against humanity!
- Bu insanlığa karşı işlenmiş bir suç!
- He wrote a letter to humanity.
- İnsanlığa bir mektup yazdı.
- The atomic bomb is a great threat to humanity.
- Atom bombası insanlık için büyük bir tehdittir.
- When reading certain comments, people can completely lose faith in humanity.
- Bazı yorumları okurken, insanlar insanlığa olan inancını tamamen kaybedebilir.
- Since the beginning of humanity, nothing has changed and nothing will change.
- İnsanlığın başlangıcından beri hiçbir şey değişmedi ve değişmeyecek.
- That's a crime against humanity!
- Bu insanlığa karşı bir suçtur!
- This is a crime against humanity.
- Bu insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
- Humanity is evolving, but backwards.
- İnsanlık gelişiyor, ama geriye doğru.
- Since the beginning of humanity, nothing has changed and nothing will change.
- İnsanlığın başlangıcından beri hiçbir şey değişmedi ve hiçbir şey değişmeyecek.
- I fear for the future of humanity.
- İnsanlığın geleceği için korkuyorum.
Show More (114)
|