|
- The European Union is the main driving force in this direction and the report is right behind it.
- Avrupa Birliği bu yöndeki ana itici güçtür ve rapor da onun hemen arkasındadır.
- It would be advisable for the Commission to exercise as much influence as it can in this direction.
- Komisyon'un bu yönde elinden geldiğince etkili olması tavsiye edilir.
- Parliament must give a clear mandate to the European Union in this direction.
- Parlamento Avrupa Birliği'ne bu yönde açık bir yetki vermelidir.
- Mr Casaca's report is a first step in this direction.
- Bay Casaca'nın raporu bu yönde atılmış bir ilk adımdır.
- The European Parliament's resolution is an acceptable contribution in this direction.
- Avrupa Parlamentosu'nun kararı bu yönde kabul edilebilir bir katkıdır.
- We would ask the Commission to take the necessary steps in this direction.
- Komisyon'dan bu yönde gerekli adımları atmasını rica ediyoruz.
- The Commission proposals and the report under examination are not a step in this direction.
- Komisyon teklifleri ve incelenmekte olan rapor bu yönde atılmış bir adım değildir.
- There is at least one commitment in this direction for the future.
- Gelecek için bu yönde en azından bir taahhüt vardır.
- If we move in this direction, we are moving towards the dissolution of the state.
- Eğer bu yönde hareket edersek devletin çözülmesine doğru ilerlemiş oluruz.
- Therefore we must keep up our efforts in this direction.
- Bu nedenle bu yöndeki çabalarımızı sürdürmeliyiz.
- The European Union is the main driving force in this direction and the report is right behind it.
- Avrupa Birliği bu yöndeki ana itici güçtür ve rapor da onun hemen arkasından gelmektedir.
- This renewal process is essential if we are to move in this direction.
- Bu yönde ilerleyebilmemiz için bu yenilenme süreci şarttır.
- Public involvement in the creation of the draft European constitution is another step in this direction.
- Avrupa anayasası taslağının oluşturulmasına halkın katılımı bu yönde atılmış bir başka adımdır.
- With the approval of the present directive, we are taking a sound and sensible step in this direction.
- Mevcut direktifin onaylanmasıyla bu yönde sağlam ve mantıklı bir adım atmış oluyoruz.
- Today, it saddens us all to see how slowly we are moving in this direction.
- Bugün, bu yönde ne kadar yavaş ilerlediğimizi görmek hepimizi üzüyor.
- Some progress has been observed in this direction.
- Bu yönde bazı ilerlemeler kaydedilmiştir.
- Adopting the resolution, taking account of this global perspective, will mark a step in this direction.
- Bu küresel perspektifi dikkate alan kararın kabul edilmesi, bu yönde atılmış bir adım olacaktır.
- Unfortunately, the proposed framework decision does not go far enough in this direction.
- Ne yazık ki, önerilen çerçeve karar bu yönde yeterince ileri gitmemektedir.
- We should continue to work in this direction, including during subsequent readings.
- Sonraki okumalar da dahil olmak üzere bu yönde çalışmaya devam etmeliyiz.
- The Union has made progress in this direction, it cannot be denied.
- Birliğin bu yönde ilerleme kaydettiği inkar edilemez.
- It would be advisable for the Commission to exercise as much influence as it can in this direction.
- Komisyonun bu yönde elinden geldiğince etkili olması tavsiye edilir.
- The proposals on the transparency of data provided by the Agency are heading in this direction.
- Ajans tarafından sağlanan verilerin şeffaflığına ilişkin teklifler de bu yönde ilerlemektedir.
- The reports that have been presented are a move in this direction.
- Sunulan raporlar bu yönde atılmış bir adımdır.
- I think that we should take more action in this direction.
- Bu yönde daha fazla adım atmamız gerektiğini düşünüyorum.
- In Asia too, there is a trend in this direction, on the part of both governments and human rights organisations.
- Asya'da da hem hükümetler hem de insan hakları örgütleri tarafından bu yönde bir eğilim söz konusudur.
- We, both as the Greek Presidency and as a Member State, are very keen to move in this direction.
- Biz, hem Yunanistan Dönem Başkanlığı hem de bir Üye Devlet olarak, bu yönde ilerlemeye çok istekliyiz.
- I therefore also make an urgent appeal to our fellow MEPs to follow me in this direction.
- Bu nedenle AP üyesi arkadaşlarımıza da beni bu yönde takip etmeleri için acil bir çağrıda bulunuyorum.
- Let us hope that the Fraisse Report is also a step in this direction.
- Umalım ki Fraisse Raporu da bu yönde atılmış bir adım olsun.
- It is an absolute tragedy that the European Union is moving in this direction.
- Avrupa Birliği'nin bu yönde ilerliyor olması tam bir trajedidir.
- Let us hope that the Fraisse Report is also a step in this direction.
- Fraisse Raporunun da bu yönde atılmış bir adım olduğunu umalım.
- We shall spare no effort or encouragement in this direction.
- Bu yönde hiçbir çaba ve teşvikten kaçınmayacağız.
- A programme such as TACIS or any programme can, at most, have an auxiliary role in this direction.
- TACIS gibi bir programın ya da herhangi bir programın bu yönde en fazla yardımcı bir rolü olabilir.
- We must continue in this direction, which was the one taken by the last General Affairs Council.
- Son Genel İşler Konseyi tarafından benimsenen bu yönde ilerlemeye devam etmeliyiz.
- The Council proposal is an important step in this direction.
- Konsey önerisi bu yönde atılmış önemli bir adımdır.
- If we do not move in this direction, our credibility will hit rock-bottom.
- Eğer bu yönde hareket etmezsek, güvenilirliğimiz dibe vuracaktır.
- We are taking numerous steps in this direction.
- Bu yönde çok sayıda adım atıyoruz.
- The central government and the state government have already taken steps in this direction.
- Merkezi hükümet ve eyalet hükümeti bu yönde adımlar atmıştır.
- We hope to move in this direction since we are relatively isolated at the moment.
- Şu anda nispeten izole olduğumuz için bu yönde ilerlemeyi umuyoruz.
- The latest proposals put forward in Europe point in this direction.
- Avrupa'da ortaya atılan son öneriler de bu yöne işaret etmektedir.
- The amendments voted in committee are a step in this direction.
- Komitede oylanan değişiklikler bu yönde atılmış bir adımdır.
- The text before us today is an important step in this direction.
- Bugün önümüzde bulunan metin bu yönde atılmış önemli bir adımdır.
- The Swedish presidency in particular has made great efforts in this direction.
- Özellikle İsveç dönem başkanlığı bu yönde büyük çaba sarf etmiştir.
- The decision to move in this direction should be taken by ministers at Laeken this weekend.
- Bu yönde hareket etme kararı bu hafta sonu Laeken'de bakanlar tarafından alınmalıdır.
- The amendments tabled and approved are a step in this direction.
- Sunulan ve kabul edilen değişiklikler bu yönde atılmış bir adımdır.
- I would like to know if the Commission and the Council are prepared to support us in this direction.
- Komisyon ve Konsey'in bizi bu yönde desteklemeye hazır olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
- We would ask the Commission to take the necessary steps in this direction.
- Komisyon'dan bu yönde gerekli adımları atmasını isteyeceğiz.
- I believe that the end result will indeed move in this direction.
- Sonucun gerçekten de bu yönde olacağına inanıyorum.
- Mr Casaca's report is a first step in this direction.
- Sayın Casaca'nın raporu bu yönde atılmış bir ilk adımdır.
- As many of the previous speakers have pointed out, it is high time we took practical steps in this direction.
- Önceki konuşmacıların da belirttiği gibi bu yönde pratik adımlar atmanın tam zamanıdır.
- The European Commission has moved in this direction, with its proposal, as has the rapporteur, with his suggestions.
- Avrupa Komisyonu önerisiyle,raportör de önerileriyle bu yönde hareket etmiştir.
- What we now have in front of us is a step in this direction.
- Şu anda önümüzde duran şey bu yönde atılmış bir adımdır.
- We will vigorously resist any moves in this direction.
- Bu yöndeki her türlü harekete şiddetle karşı koyacağız.
- So I am delighted that we have moved in this direction.
- Dolayısıyla bu yönde ilerlemiş olmamızdan memnuniyet duyuyorum.
- The Commission has already undertaken a number of actions and we urge it to persevere in this direction.
- Komisyon halihazırda bir dizi eylem gerçekleştirmiştir ve Komisyonu bu yönde ısrarcı olmaya çağırıyoruz.
- We know what the final outcome must be and what we need to do is continue working in this direction.
- Nihai sonucun ne olması gerektiğini biliyoruz ve yapmamız gereken şey bu yönde çalışmaya devam etmek.
- The boy seems to be coming in this direction.
- Çocuk bu yöne doğru geliyor gibi görünüyor.
- The boy seems to be coming in this direction.
- Çocuk bu yöne geliyor gibi gözüküyor.
Show More (54)
|
