|
- In New York, debutantes come out in winter.
- New York'ta sosyeteye yeni girenler kışın çıkar.
- We have a lot of snow here in winter.
- Burada kışın çok kar yağar.
- Fresh vegetables are very dear in winter.
- Taze sebzeler kışın çok değerlidir.
- In winter I like to eat chocolate.
- Kışın çikolata yemeyi severim.
- In winter, the roads are covered with ice.
- Kışın yollar buzla kaplanır.
- Does it snow much in winter?
- Kışın çok kar yağar mı?
- In winter it gets dark early.
- Kışın hava erken kararır.
- In the north, it's cold in winter.
- Kuzeyde, kışın soğuk olur.
- Your sentences were like a green meadow in winter.
- Cümleleriniz kışın yeşil bir çayır gibiydi.
- In winter, I feel more tired.
- Kışın kendimi daha yorgun hissediyorum.
- We have a lot of snow here in winter.
- Kışın burada çok kar olur.
- In winter, I often suffer from melancholy.
- Kışın sık sık melankoliye kapılırım.
- It is common for people to wear wool hats in winter.
- Kışın yün şapka giymek, insanlar arasında yaygındır.
- In winter, I like to stay at home, near the fire, and listen to the wind blow.
- Kışın evde, ateşin yanında kalmayı ve esen rüzgarı dinlemeyi severim.
- In winter, I always sleep with wool socks on.
- Kışın, ben her zaman yün çorapla uyurum.
- We met in winter.
- Biz kışın tanıştık.
- They always go skiing in winter.
- Kışın hep kayak yapmaya giderler.
- Many trees are bare in winter.
- Birçok ağaç kışın yapraksızdır.
- Have you ever switched off the heater in winter?
- Kışın hiç ısıtıcıyı kapattınız mı?
- Many trees are bare in winter.
- Birçok ağaç kışın çıplaktır.
- In countries like Norway or Finland, in winter there's a lot of snow.
- Norveç veya Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar vardır.
- We wear wool in winter.
- Kışın yün giyiyoruz.
- In winter, I like to stay at home, near the fire, and listen to the wind blow.
- Kışın evde ateşin yakınında kalmayı ve rüzgar sesini dinlemeyi severim.
- Even in winter we don't have much snow.
- Kışın bile fazla kar yağmıyor.
- Even in winter we don't have much snow.
- Kışın bile fazla karımız olmaz.
- Birds fly south in winter.
- Kuşlar kışın güneye uçarlar.
- In winter night falls early.
- Kışın gece erken çöker.
- We met in winter.
- Kışın tanıştık.
- In winter, we need to feed the birds.
- Kışın kuşları beslemeliyiz.
- In winter in Romania, it snows a lot.
- Romanya'da kışın çok kar yağar.
- We get a lot of snow here in winter.
- Kışın burada çok kar olur.
- In such countries as Norway and Finland, they have lots of snow in winter.
- Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde, kışın çok kar yağar.
- Have you ever switched off the heater in winter?
- Sen hiç kışın ısıtıcıyı kapattın mı?
- In winter, night falls quickly.
- Kışın gece çabuk çöker.
- In summer I go to the sea, in winter to the mountains.
- Yazın denize, kışın dağlara giderim.
- In winter in Romania, it snows a lot.
- Kışın Romanya'da çok kar yağar.
- The lake freezes in winter.
- Göl kışın donar.
- The lake freezes in winter.
- Göl kışın donuyor.
- You had better not climb such high mountains in winter.
- Kışın böyle yüksek dağlara tırmanmasan iyi olur.
- Fresh vegetables are very dear in winter.
- Taze sebzeler kışın çok pahalıdır.
- In winter I wear an overcoat.
- Kışın palto giyerim.
- In winter, the roads are covered with ice.
- Kışın, yollar buzla kaplıdır.
- In winter, I always sleep with wool socks on.
- Kışın her zaman yün çoraplarla uyurum.
- In winter, I always go to bed wearing woolen socks.
- Kışın, her zaman yün çoraplar giyerek yatarım.
- The woods are just as lovely in winter as in summer.
- Orman kışın da yazın olduğu kadar güzel.
- Birds fly south in winter.
- Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.
- In winter it snows.
- Kışın kar yağar.
- It seldom snows here in winter.
- Kışın buraya nadiren kar yağar.
- You had better not climb such high mountains in winter.
- Kışın o kadar yüksek dağlara tırmanmasanız iyi olur.
- In winter night falls early.
- Kışın gece erken düşer.
- In winter, I always go to bed wearing woolen socks.
- Kışın yatağa her zaman yün çoraplarla girerim.
- Many migratory birds come to this pond every year in winter.
- Birçok göçmen kuş her yıl kışın bu gölete gelir.
- They always go skiing in winter.
- Kışın onlar her zaman kayak yapmaya giderler.
- In winter, we must feed the birds.
- Kışın kuşları beslemeliyiz.
- In countries like Norway or Finland, in winter there's a lot of snow.
- Norveç ya da Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar yağar.
- In such countries as Norway and Finland, they have lots of snow in winter.
- Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde, kışın çok kar olur.
- In winter, the days become shorter and it gets darker earlier.
- Kışın günler kısalır ve hava daha erken kararır.
- It is common for people to wear wool hats in winter.
- İnsanların kışın yün şapka takması yaygındır.
- It seldom snows here in winter.
- Burada kışın nadiren kar yağar.
- The sun sets earlier in winter.
- Güneş kışın daha erken batar.
- The woods are just as lovely in winter as in summer.
- Ormanlar kışın yaz aylarında olduğu kadar güzeldir.
- In winter, I feel more tired.
- Kışın kendimi daha yorgun hissederim.
- What is your favourite hobby in winter?
- Kışın en sevdiğin hobin nedir?
- We get a lot of snow here in winter.
- Burada kışın çok kar yağar.
- In winter, we need to feed the birds.
- Kışın kuşları beslememiz gerekir.
Show More (62)
|