|
- I tend to get the impression that speeches of this kind are, unfortunately, infectious.
- Bu tür konuşmaların ne yazık ki bulaşıcı olduğu izlenimini ediniyorum.
- I tend to get the impression that speeches of this kind are, unfortunately, infectious.
- Bu tür konuşmaların ne yazık ki bulaşıcı olduğu izlenimini edindim.
- Co-existence sounds good, but we also know that GMOs are infectious.
- Birlikte var olma kulağa hoş geliyor, ancak GDO'ların bulaşıcı olduğunu da biliyoruz.
- FMD-vaccinated animals are not infectious when they get into the food chain.
- Şap aşısı yapılmış hayvanlar gıda zincirine girdiklerinde bulaşıcı değildir.
- It reminds us that such transportations are a cause of the explosive spread of infectious animal diseases.
- Bu tür taşımaların bulaşıcı hayvan hastalıklarının hızla yayılmasına neden olduğunu hatırlatır.
- The disease has proved more serious and more infectious than was thought.
- Hastalığın düşünüldüğünden daha ciddi ve bulaşıcı olduğu kanıtlanmıştır.
- Agenda 2000 assigns an annual amount of EUR 41 million for the combating of infectious animal diseases.
- Gündem 2000, bulaşıcı hayvan hastalıklarıyla mücadele için yıllık 41 milyon Euro tahsis etmektedir.
- Infectious animal diseases, like swine fever, show the weaknesses of current agricultural policy.
- Domuz vebası gibi bulaşıcı hayvan hastalıkları, mevcut tarım politikasının zayıflıklarını göstermektedir.
- It could extend to all infectious animal diseases.
- Bu durum tüm bulaşıcı hayvan hastalıklarını kapsayabilir.
- Laughter is infectious.
- Kahkaha bulaşıcıdır.
- They have an infectious disease.
- Bulaşıcı bir hastalıkları var.
- Tom's enthusiasm is infectious.
- Tom'un coşkusu bulaşıcıdır.
- Mumps is an infectious disease.
- Kabakulak bulaşıcı bir hastalıktır.
- You have an infectious disease.
- Bulaşıcı bir hastalığın var.
Show More (11)
|