| 1 |
inflow |
giriş |
n. |
|
- There are neither quantitative restrictions on the inflow of capital, nor on the remittance of capital earnings.
- Sermaye girişleri veya sermaye kazançlarının yurt dışına çıkarılması üzerinde miktar kısıtlamaları yoktur.
- I endorse the idea of trying to restrict the inflow, but how do we intend to regulate the outflow?
- Girişi kısıtlamaya çalışma fikrini destekliyorum, ancak çıkışı nasıl düzenlemeyi düşünüyoruz?
- The completion of privatisation projects in 2000 should increase the inflow of foreign capital significantly.
- 2000 yılında özelleştirme projelerinin tamamlanması, yabancı sermaye girişini önemli ölçüde arttırmalıdır.
Show More (0)
|
| 2 |
inflow |
su dolması |
n. |
|
- The heavy rain caused an inflow of water into the basement.
- Şiddetli yağmur nedeniyle bodrum katına su doldu.
Show More (-2)
|
| 3 |
inflow |
(sermaye, yatırım, vb.) giriş |
n. |
|
- The company experienced a significant inflow of investment capital.
- Şirket, kayda değer bir yatırım sermayesi girişi yaşadı.
Show More (-2)
|
