1 |
inherently |
doğası gereği |
adv. |
|
- Or is the focus in respect of these inherently sound intentions on the social directives?
- Yoksa doğası gereği sağlam olan bu niyetlere ilişkin odak noktası sosyal direktifler midir?
- We all must be socially responsible about protecting the environment because it is inherently a finite resource.
- Hepimiz çevrenin korunması konusunda sosyal sorumluluk sahibi olmalıyız çünkü çevre doğası gereği sınırlı bir kaynaktır.
- So a system that is already inherently bad becomes even worse.
- Dolayısıyla zaten doğası gereği kötü olan bir sistem daha da kötü hale geliyor.
- Or is the focus in respect of these inherently sound intentions on the social directives?
- Yoksa doğası gereği sağlam olan bu niyetlere ilişkin odak noktası sosyal direktifler mi?
- That is inherently racist and we should oppose it.
- Bu doğası gereği ırkçıdır ve buna karşı çıkmalıyız.
- So a system that is already inherently bad becomes even worse.
- Dolayısıyla zaten doğası gereği kötü olan bir sistem daha da kötüleşiyor.
- Some languages are inherently superior to others.
- Bazı diller doğası gereği diğerlerinden üstündür.
- No language is inherently superior to any other.
- Hiçbir dil doğası gereği birbirine üstün değildir.
- Some languages are inherently superior to others.
- Bazı diller doğası gereği diğerlerinden üstün.
- Being rich is not inherently bad.
- Zengin olmak doğası gereği kötü değildir.
- Some words are inherently funny.
- Bazı kelimeler doğası gereği komiktir.
- No language is inherently superior to any other.
- Hiçbir dil doğası gereği diğerlerinden üstün değildir.
Show More (9)
|
2 |
inherently |
doğal olarak |
adv. |
|
- Being rich is not inherently bad.
- Zengin olmak doğal olarak kötü değildir.
- Some words are inherently funny.
- Bazı sözler doğal olarak komiktir.
Show More (-1)
|
3 |
inherently |
tabiatı gereği |
adv. |
|
- The government type of monarchy is inherently wrong against human nature.
- Monarşi yönetim biçimi tabiatı gereği insan doğasına aykırıdır.
Show More (-2)
|