invariably - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
invariably her zaman adv.
  • Invariably, the weapons have been obtained illegally.
  • Silahlar her zaman yasa dışı yollardan elde edilmiştir.
  • Since terrorism is invariably cross-border in nature, the European countries will need to join forces.
  • Terörizm her zaman sınır ötesi bir nitelik taşıdığından, Avrupa ülkelerinin güçlerini birleştirmeleri gerekecektir.
  • The Commission has invariably acted in accordance with certain principles, which it has repeatedly emphasised.
  • Komisyon her zaman, defalarca vurguladığı belirli ilkeler doğrultusunda hareket etmiştir.
Show More (6)
invariably hep adv.
  • Tom was invariably wrong.
  • Tom hep kusurluydu.
  • Mary invariably brought more food than she could eat.
  • Mary hep yiyebileceğinden fazla yiyecek getirirdi.
Show More (-1)