|
- Lack of sleep had made him irritable.
- Uykusuzluk onu sinirli yapmıştı.
- Clearly, this irritable behaviour is evidence of the political difficulties currently being experienced by his group.
- Açıkça görüldüğü üzere bu sinirli davranış, grubunun şu anda yaşadığı siyasi zorlukların bir kanıtıdır.
- Tom is usually a little irritable in the morning.
- Tom genellikle sabahları biraz sinirli olur.
- They are all irritable.
- Hepsi sinirli.
- He is always a little irritable in the morning.
- Sabahları hep biraz sinirli olur.
- To have more than one problem before him at one time makes him irritable, upset and exasperated.
- Önünde aynı anda birden fazla sorun olması onu sinirli, üzgün ve öfkeli yapar.
Show More (3)
|