irritable - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
irritable sinirli adj.
  • Lack of sleep had made him irritable.
  • Uykusuzluk onu sinirli yapmıştı.
  • Clearly, this irritable behaviour is evidence of the political difficulties currently being experienced by his group.
  • Açıkça görüldüğü üzere bu sinirli davranış, grubunun şu anda yaşadığı siyasi zorlukların bir kanıtıdır.
  • Tom is usually a little irritable in the morning.
  • Tom genellikle sabahları biraz sinirli olur.
Show More (3)
irritable asabi adj.
  • Tom is usually a little irritable in the morning.
  • Tom sabahları genellikle biraz asabidir.
  • They are all irritable.
  • Onların hepsi asabi.
Show More (-1)