Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
jam-packed
tıka basa dolu
adj.
The room was
jam-packed
with reporters waiting for the press conference to begin.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle
tıka basa doluydu.
The store is
jam-packed.
Dükkan
tıka basa dolu.
The store is
jam-packed.
Mağaza
tıka basa dolu.
Due to the typhoon, the train schedule was disturbed and all the trains were
jam-packed.
Tayfun nedeniyle tren tarifesi bozulmuştu ve tüm trenler
tıka basa doluydu.
Show More (1)
2
jam-packed
tıklım tıklım dolu
adj.
The theater was
jam-packed.
Tiyatro
tıklım tıklım doluydu.
Show More (-2)