|
- The healing of this rift is a jewel in the crown of the present European Union and also of the acceding countries.
- Bu çatlağın giderilmesi, mevcut Avrupa Birliği'nin ve aynı zamanda Birliğe katılan ülkelerin tacındaki bir mücevherdir.
- Small companies producing typical products are the jewel of many European regions.
- Tipik ürünler üreten küçük şirketler Avrupa'nın pek çok bölgesinin mücevheridir.
- I regard it as the jewel in the crown of this Charter.
- Bunu bu Şart'ın tacındaki mücevher olarak görüyorum.
- Tom is an international jewel thief.
- Tom uluslararası bir mücevher hırsızıdır.
- I sold the best jewel that I had.
- Sahip olduğum en iyi mücevheri sattım.
- The jewel had been stolen during the night.
- Mücevher geceleyin çalındı.
- He wishes to buy a valuable jewel for his daughter.
- Kızı için değerli bir mücevher almak istiyor.
- Tom has been accused of being a jewel thief.
- Tom mücevher hırsızlığı ile suçlanıyor.
- My mother is my jewel.
- Annem benim mücevherim.
- My mother is my jewel.
- Annem benim mücevherimdir.
- Is that the jewel we've been looking for all this time?
- Bunca zamandır aradığımız mücevher bu muydu?
- The jewel was stolen during the night.
- Mücevher gece çalındı.
- Compare this genuine jewel with that imitation.
- Bu gerçek mücevheri taklidiyle karşılaştırın.
- The jewel was found in an unlikely place.
- Mücevher beklenmedik bir yerde bulundu.
- The jewel was stolen during the night.
- Geceleyin mücevher çalındı.
- What kind of jewel is this?
- Bu ne tür bir mücevher?
- He wishes to buy a valuable jewel for his daughter.
- O, kızı için değerli bir mücevher satın almak istiyor.
- Tom has been accused of being a jewel thief.
- Tom bir mücevher hırsızı olmakla suçlanıyor.
- They believed the jewel would bring disaster.
- Mücevherin felaket getireceğine inanıyorlardı.
- The jewel had been stolen during the night.
- Mücevher gece çalınmıştı.
Show More (17)
|
