| 1 |
jump at |
atlamak |
v. |
|
- Tom jumped at the chance.
- Tom bu fırsatın üzerine atladı.
- Tom jumped at the offer.
- Tom teklife atladı.
- He was scared when the monkey jumped at him.
- Maymun üzerine atladığında korktu.
- Tom jumped at the chance to go to Boston.
- Tom Boston'a gitme şansına atladı.
- A dog suddenly jumped at me.
- Bir köpek aniden bana atladı.
- A dog suddenly jumped at me.
- Bir köpek aniden üzerime atladı.
Show More (3)
|
| 2 |
jump at |
balıklama atlamak |
v. |
|
- I thought you'd jump at the chance.
- Fırsata balıklama atlayacağını düşündüm.
- The girl jumped at the chance to go to New York.
- Kız New York'a gitme şansına balıklama atladı.
Show More (-1)
|
| 3 |
jump at |
can atmak |
v. |
|
- Many would jump at the chance to live in New York.
- Birçok kişi New York'ta yaşama şansını yakalamak için can atardı.
Show More (-2)
|
