Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
la miseria amenaza el hogar
low-temperature steel
birini/bir şeyi derinden yaralamak
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
jump up
zıplamak
v.
At least I'm not the one
jumping up
and down on stage wearing these.
En azından bunları giyerek sahnede bir aşağı bir yukarı
zıplayan
ben değilim.
I
jumped up
and down.
Ben hoplayıp
zıpladım.
The dog
jumped up
and caught the ball.
Köpek
zıpladı
ve topu yakaladı.
Tom
jumped up
and down.
Tom bir aşağı bir yukarı
zıpladı.
I
jumped up
and down.
Bir aşağı bir yukarı
zıpladım.
Show More (2)
2
jump up
atlamak
v.
Tom
jumped up
and hugged Mary.
Tom
atladı
ve Mary'ye sarıldı.
He
jumped up
the steps three at a time.
O, bir kerede üç basamak
atladı.
When I came in, my dog
jumped up
on me.
İçeri geldiğimde, köpeğim üzerime
atladı.
When I came in, my dog
jumped up
on me.
İçeri girdiğimde köpeğim üzerime
atladı.
He
jumped up
the steps three at a time.
Basamakları üçer üçer
atladı.
Show More (2)