latent - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
latent gizli adj.
  • Children, unfortunately, aren't immune to the virus of cruelty that is latent in all humanity.
  • Çocuklar, ne yazık ki, tüm insanlığın içinde gizli olan zalimlik virüsüne karşı bağışık değiller.
  • The ill-defined status of Kosovo is a latent source of uncertainty.
  • Kosova'nın tanımlanmamış statüsü gizli bir belirsizlik kaynağıdır.
  • The ill-defined status of Kosovo is a latent source of uncertainty.
  • Kosova'nın tam olarak tanımlanmamış statüsü gizli bir belirsizlik kaynağıdır.
Show More (1)