|
- This system encourages laziness in producers.
- Bu sistem üreticilerde tembelliği teşvik ediyor.
- Laziness and success do not go together.
- Tembellik ve başarı birlikte gitmez.
- The primary cause of his failure is laziness.
- Başarısızlığının birincil nedeni tembellik.
- Forgive my laziness.
- Tembelliğimi bağışla.
- Forgetfulness and laziness are siblings.
- Unutkanlık ve tembellik kardeştir.
- I can't excuse his laziness.
- Tembelliğini mazur göremem.
- The primary cause of his failure is laziness.
- Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.
- In Japan, having a beard is often considered a sign of failure, laziness, violence and uncivilization.
- Japonya'da sakallı olmak genellikle başarısızlık, tembellik, şiddet ve medeniyetsizlik işareti olarak kabul edilir.
- Your religion promotes laziness.
- Senin dinin tembelliği teşvik ediyor.
- His laziness was a bad omen for the future.
- Tembelliği gelecek için kötü bir alametti.
- Your laziness will make you unhappy.
- Tembelliğiniz sizi mutsuz edecektir.
- His laziness was a bad omen for the future.
- Onun tembelliği gelecek için kötü bir alâmetti.
- Your laziness will make you unhappy.
- Tembelliğin seni mutsuz edecek.
- Laziness is nothing more than the habit of resting before you get tired.
- Tembellik, yorulmadan önce dinlenme alışkanlığından başka bir şey değildir.
- Success does not come from laziness.
- Başarı tembellikten gelmez.
- Your religion promotes laziness.
- Dininiz tembelliği teşvik ediyor.
- I can't excuse his laziness.
- Onun tembelliğini affedemem.
- His laziness is a bad sign for the future.
- Onun tembelliği gelecek için kötü bir işaret.
- The body is weakened by laziness just as iron is weakened by rust.
- Demirin pasla zayıfladığı gibi, beden de tembellikle zayıflar.
- In Japan, having a beard is often considered a sign of failure, laziness, violence and uncivilization.
- Japonya'da sakallı olmak genelde başarısızlık, tembellik, gaddarlık ve medeniyetsizlik işareti olarak görülür.
- I am ashamed of my son's laziness.
- Oğlumun tembelliğinden utanıyorum.
- His laziness is a bad sign for the future.
- Tembelliği gelecek için kötü bir işaret.
- Forgive my laziness.
- Tembelliğimi bağışlayın.
Show More (20)
|