lecturer - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
lecturer konuşmacı n.
  • The lecturer dwelt on some memories of his college days.
  • Konuşmacı, bazı kolej günlerinin anıları üzerinde durdu.
  • The lecturer's voice is easily heard throughout the entire hall.
  • Konuşmacının sesi tüm salonda rahatlıkla duyuluyor.
  • The lecturer dwelt on some memories of his college days.
  • Konuşmacı üniversite günlerinden bazı anılar üzerinde durdu.
Show More (4)
lecturer öğretim görevlisi n.
  • He works as a lecturer in the history department of the university.
  • Üniversitenin tarih bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.
  • Because the lecturer speaks quickly few people could follow him.
  • Öğretim görevlisi hızlı konuştuğu için çok az kişi onu takip edebildi.
  • In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.
  • Flandre'da İngilizce eğitim veren profesör ve öğretim görevlilerinin yüzde 10 ila 20'si gerekli dil seviyesine ulaşamadı.
Show More (0)
lecturer konferansçı n.
  • We were deeply impressed by the lecturer's eloquent speech.
  • Konferansçının belâgatlı konuşmasından derinden etkilendik.
  • The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
  • Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
Show More (-1)
lecturer (üniversitede) hoca n.
  • The lecturer has impressive diction.
  • Hocanın etkileyici bir diksiyonu var.
Show More (-2)