| 1 |
leftover |
kalan |
adj. |
|
- Tom didn't know what to do with the leftover food.
- Tom kalan yemekle ne yapacağını bilmiyordu.
- Tom ate the leftover pizza for breakfast.
- Tom kahvaltıda kalan pizzayı yedi.
- Tom gave his dog a piece of leftover Christmas turkey.
- Tom köpeğine Noel'den kalan hindiden bir parça verdi.
Show More (0)
|
| 2 |
leftover |
artık |
adj. |
|
- I think I have some leftover pizza in the fridge.
- Sanırım buzdolabında biraz pizza artığı var.
- Tom gave his dog a piece of leftover Christmas turkey.
- Tom köpeğine bir parça artık Noel hindisi verdi.
- He gave his dog a piece of leftover pizza.
- Köpeğine bir parça pizza artığı verdi.
Show More (0)
|
| 3 |
leftover |
artan |
adj. |
|
- What can I do with the leftover vegetables?
- Artan sebzelerle ne yapabilirim?
- He gave his dog a piece of leftover pizza.
- Köpeğine artan pizzadan bir parça verdi.
- I ate leftovers for lunch.
- Öğle yemeği için artan yemekleri yedim.
Show More (0)
|
| 4 |
leftover |
artık yemek |
n. |
|
- Tom didn't know what to do with the leftover food.
- Tom artık yemeği ne yapacağını bilmiyordu.
- Tom is eating leftovers.
- Tom artık yemekleri yiyor.
Show More (-1)
|
| 5 |
leftover |
eskiden kalma |
adj. |
|
- His client's problem was how to sell his leftover shop.
- Müşterisinin sorunu eskiden kalma mağazasını nasıl satacağını bilmemesiydi.
Show More (-2)
|
| 6 |
leftover |
artakalan |
adj. |
|
- Kiandra mixed pork meat with some leftover macaroni and cheese.
- Kiandra domuz etini artakalan kalan peynirli makarnayla karıştırdı.
Show More (-2)
|
