liberating - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
liberating özgürleştirici adj.
  • The people of Iraq were going to greet the troops of the British-American empire as a liberating army.
  • Irak halkı, İngiliz-Amerikan imparatorluğunun askerlerini özgürleştirici bir ordu olarak karşılayacaktı.
  • Let the Czechs try it too; it is a liberating thing to do.
  • Bırakın Çekler de denesin; bu özgürleştirici bir şeydir.
Show More (-1)