|
- It is they who feel the pinch of recession, constantly eroded incomes and falling living standards.
- Durgunluğun, sürekli erozyona uğrayan gelirlerin ve düşen yaşam standartlarının acısını en çok onlar hissediyor.
- At the same time differences in living standards on the Union's new external borders must also be reduced.
- Aynı zamanda Birliğin yeni dış sınırlarındaki yaşam standartları arasındaki farklılıklar da azaltılmalıdır.
- The evidence suggests that the higher our living standards become, the less people will want to have children.
- Kanıtlar, yaşam standartlarımız yükseldikçe insanların daha az çocuk sahibi olmak isteyeceğini göstermektedir.
- The living standard in the border region is significantly inferior to that in Russia as a whole.
- Sınır bölgesindeki yaşam standardı, Rusya'nın geneline kıyasla önemli ölçüde düşüktür.
- Living standards are also improving.
- Yaşam standartları da gelişiyor.
- Living standards should be higher.
- Yaşam standartları daha yüksek olmalı.
Show More (3)
|