|
- And I added a little mineral green, for looks.
- Görünüşe katkısı olması için biraz da yeşillik ekledim.
- And I added a little mineral green, for looks.
- Ve görünüşü güzelleştirsin diye biraz mineral yeşili ekledim.
- Looks can be deceiving.
- Görünüş aldatıcı olabilir.
- Don't be fooled by her looks.
- Görünüşüne aldanmayın.
- I didn't like that man's looks.
- O adamın görünüşünü sevmedim.
- She is sensitive about her looks.
- Görünüşü konusunda hassastır.
- I like the way Mary looks.
- Mary'nin görünüşünü seviyorum.
- Looks aren't everything.
- Görünüş her şey değildir.
- Mary resembles her mother in looks, but not in personality.
- Mary görünüş olarak annesine benziyor ama kişilik olarak benzemiyor.
- I don't like Tom's looks.
- Tom'un görünüşünü beğenmedim.
- You shouldn't judge a person by his looks.
- Bir insanı görünüşüne göre yargılamamalısın.
- I didn't like that man's looks.
- O adamın görünüşünü beğenmedim.
- Tom cares a lot about the way he looks.
- Tom görünüşüne çok önem verir.
- You shouldn't judge a person by their looks.
- Bir insanı görünüşlerine göre yargılamamalısın.
- Looks can be very deceiving.
- Görünüş çok aldatıcı olabilir.
- Don't judge a man by the way he looks.
- Bir adamı görünüşüne göre yargılamayın.
- She was noted for her good looks at school.
- Okulda iyi görünüşüyle dikkat çekiyordu.
- All the girls were jealous of her looks.
- Bütün kızlar onun görünüşünü kıskanıyordu.
- You can't judge people by their looks.
- İnsanları görünüşlerine göre yargılayamazsın.
- Looks are everything.
- Görünüş her şeydir.
- Don't be fooled by his looks.
- Onun görünüşüne aldanma.
- It was all about looks.
- Her şey görünüşle ilgiliydi.
- Mary resembles her mother in looks, but not in personality.
- Mary görünüş olarak annesini benzer, ancak kişilik olarak değil.
- You shouldn't judge a person by his looks.
- Bir kişiyi görünüşüyle yargılamamalısın.
- Looks deceive.
- Görünüş aldatır.
- I really like the way your hair looks.
- Saçının görünüşünü çok beğeniyorum.
- Mary only thinks about her looks.
- Mary sadece görünüşünü düşünüyor.
- If looks could kill, I'd be dead by now.
- Eğer görünüş öldürseydi, şimdiye kadar ölmüş olurdum.
- If I had your looks, I think I'd hang myself.
- Senin görünüşüne sahip olsaydım, sanırım kendimi asardım.
- Clearly, looks can be very deceiving.
- Açıkçası, görünüş çok aldatıcı olabilir.
- You shouldn't judge a person by their looks.
- Bir insanı görünüşüne göre yargılamamalısın.
- He's changed a lot in his looks.
- Görünüşü çok değişti.
- I'd like to change the way my room looks.
- Odamın görünüşünü değiştirmek istiyorum.
- I don't like the looks of things here.
- Buranın görünüşü hoşuma gitmiyor.
- Layla's innocent looks masked her true nature.
- Layla'nın masum görünüşü onun gerçek doğasını maskeliyordu.
- Looks aren't important to me.
- Görünüş benim için önemli değil.
- Tom likes the way Mary looks.
- Tom, Mary'nin görünüşünü seviyor.
- Layla's innocent looks masked her true nature.
- Layla'nın masum görünüşü gerçek doğasını maskeliyordu.
- Looks are not everything.
- Görünüş her şey değildir.
Show More (36)
|