|
- For that purpose, a formula will need to be established on the basis of which maps can then be drafted.
- Bu amaçla daha sonra haritaların hazırlanabileceği bir formül oluşturulması gerekecektir.
- One good example of these services is the re-use of digital maps for mobile applications.
- Bu hizmetlere iyi bir örnek, dijital haritaların mobil uygulamalar için yeniden kullanılmasıdır.
- Obtain recent maps of each community and check out reasonably priced hotels or motels near the schools.
- Her topluluğun güncel haritalarını edinin ve okulların yakınındaki makul fiyatlı otel veya motelleri inceleyin.
- We need to figure out who drew up these maps and why.
- Bu haritaları kimin ve neden çizdiğini bulmamız gerekiyor.
- Maps were distributed to all the soldiers.
- Haritalar tüm askerlere dağıtıldı.
- Detailed maps for this area have not been drawn.
- Bu alan için ayrıntılı haritalar çizilmedi.
- Detailed maps for this area have not been drawn.
- Bu bölge için detaylı haritalar çizilmemiştir.
- Argleton is a town in West Lancashire, England which exists only on Google maps.
- Argleton yalnızca Google haritaları üzerinde var olan Batı Lancashire, İngiltere'de bir kasabadır.
- I was disappointed by the new iOS 6 maps.
- Yeni iOS 6 haritaları beni hayal kırıklığına uğrattı.
- Mary uses Apple Maps on her iPhone.
- Mary, iPhone'unda Apple Haritalar'ı kullanıyor.
- Tom isn't good at reading maps.
- Tom harita okumada iyi değildir.
- Mary is not good at reading maps.
- Mary haritaları okumada iyi değildir.
- In studying geography, you must make constant use of maps.
- Coğrafya çalışırken sürekli haritaları kullanmalısınız.
- Tom isn't good at reading maps.
- Tom harita okumakta iyi değildir.
- I'm not good at reading maps.
- Ben de harita okumakta iyi değilim.
- I need some maps.
- Birtakım haritalara ihtiyacım var.
- You can't get lost in big cities; there are maps everywhere!
- Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!
- This cartographer is famous for the precision in his maps.
- Bu haritacı, haritalarındaki hassasiyetle ünlüdür.
- Tom sells maps and souvenirs to tourists.
- Tom turistlere harita ve hediyelik eşya satıyor.
- You can't get lost in big cities; there are maps everywhere!
- Büyük kentlerde kaybolma şansın yok, her yerde haritalar var!
- Argleton is a town in West Lancashire, England which exists only on Google maps.
- Argleton, İngiltere'nin Batı Lancashire bölgesinde sadece Google haritalarında var olan bir kasabadır.
- I need some maps.
- Bazı haritalara ihtiyacım var.
- Both men drew maps and pictures of what they saw.
- Her iki adam da gördüklerinin haritalarını ve resimlerini çizdi.
- Tom is good at reading maps.
- Tom harita okumakta iyidir.
- Tom uses Google Maps.
- Tom, Google Haritalar'ı kullanıyor.
- Tom is good at reading maps.
- Tom haritaları okumada iyidir.
- I'm not good at reading maps.
- Ben haritaları okumada iyi değilim.
- Both men drew maps and pictures of what they saw.
- Adamlar ne gördükleri hakkında hem haritalar hem de resimler çizdiler.
- Mary is not good at reading maps.
- Mary harita okumakta iyi değildir.
Show More (26)
|