|
- You're not trying to break down the muscles further; just increase their blood flow.
- Kasları daha fazla parçalamaya çalışmıyorsunuz; sadece kan akışını artırıyorsunuz.
- In severe cases, rhabdomyolysis can develop; the muscles break down and release the protein myoglobin into the bloodstream.
- Ciddi vakalarda rabdomiyoliz gelişebilir; kaslar parçalanır ve protein miyoglobini kan dolaşımına bırakır.
- The muscles in his legs had atrophied during the seven months he was bedridden.
- Yatalak kaldığı yedi ay boyunca bacaklarındaki kaslar körelmişti.
- My muscles have got soft.
- Kaslarım gevşedi.
- Hercules had strong muscles.
- Herkül'ün güçlü kasları vardı.
- Tom's muscles were tired and he wanted to get home and soak in a hot bath for a while.
- Tom'un kasları yorulmuştu ve eve gidip bir süre sıcak bir banyo yapmak istiyordu.
- The hot bath relaxed my muscles.
- Sıcak banyo kaslarımı rahatlattı.
- Tom's muscles are well-defined.
- Tom'un kasları iyi gelişmiştir.
- Sports help to develop our muscles.
- Spor, kaslarımızı geliştirmeye yardım eder.
- ALS slowly destroys the nerves and muscles needed for moving your body.
- ALS, vücudunuzu hareket ettirmek için gereken sinirleri ve kasları yavaş yavaş yok eder.
- My muscles were aching and I was tired.
- Kaslarım ağrıyordu ve ben yorgundum.
- Tom's muscles are well-defined.
- Tom'un kasları iyice belirginleşmiş.
- You need to have strong thigh muscles to skate.
- Paten yapmak için güçlü uyluk kaslarının olması gerekir.
- Night cramps in the calf muscles are particularly painful.
- Baldır kaslarındaki gece krampları özellikle acı vericidir.
- He flexed his muscles.
- Kaslarını esnetti.
- Tom's muscles tightened when Mary touched his shoulder.
- Mary onun omzuna dokunduğunda Tom'un kasları gerildi.
- Exercise trains the muscles.
- Egzersiz kasları çalıştırır.
- Don't allow your muscles to degenerate.
- Kaslarınızın dejenere olmasına izin vermeyin.
- According to my sister, my muscles are in my head.
- Kız kardeşime göre, kaslarım kafamdadır.
- Epinephrine can save someone's life by relaxing the muscles around the airways and preventing them from closing completely.
- Epinefrin, solunum yollarının etrafındaki kasları gevşeterek ve tamamen kapanmalarını önleyerek birinin hayatını kurtarabilir.
- She massaged his stiff muscles.
- Onun sertleşmiş kaslarına masaj yaptı.
- Muscles are made of hundreds of thin fibers.
- Kaslar yüzlerce ince liften meydana gelir.
- His muscles were rock-hard.
- Kasları kaya gibi sertti.
- He flexed his muscles.
- Kaslarını büktü.
- Swimming develops our muscles.
- Yüzmek kaslarımızı geliştirir.
- She massaged his stiff muscles.
- Onun sert kaslarına masaj yapıyordu.
- My muscles have got soft.
- Kaslarım yumuşadı.
- Sports help to develop our muscles.
- Spor, kaslarımızı geliştirmemize yardımcı olur.
- My muscles were aching and I was tired.
- Kaslarım ağrıyordu ve yorgundum.
- Swimming develops our muscles.
- Yüzme kaslarımızı geliştirir.
- The hot bath relaxed my muscles.
- Sıcak banyo kaslarımı gevşetti.
- Tom's muscles tightened when Mary touched his shoulder.
- Mary omzuna dokunduğunda Tom'un kasları gerildi.
- You need to have strong thigh muscles to skate.
- Paten kaymak için güçlü uyluk kaslarına sahip olmalısın.
- According to my sister, my muscles are in my head.
- Kız kardeşime bakılırsa, benim kaslarım kafamın içinde.
- His muscles were rock-hard.
- Onun kasları kaya gibi sertti.
- My muscles are tense.
- Kaslarım gergin.
- Without strong tendons, large muscles are of no use.
- Güçlü tendonlar olmadan, büyük kaslar hiçbir işe yaramaz.
- Swimming will develop many different muscles.
- Yüzmek birçok farklı kası geliştirir.
- My muscles have gotten soft.
- Kaslarım yumuşadı.
- If these muscles are weak, they cannot hold the kneecap in the correct position.
- Eğer bu kaslar zayıfsa, diz kapağını doğru pozisyonda tutamazlar.
Show More (37)
|