|
- It is also quite often stipulated that the identification number of the item should appear next to the CE marking.
- Ayrıca sıklıkla CE işaretinin yanında ürünün kimlik numarasının da yer alması şart koşulmaktadır.
- My fellow Member sitting next to me has made a very good comment.
- Yanımda oturan Üye arkadaşım çok güzel bir yorum yaptı.
- It is also quite often stipulated that the identification number of the item should appear next to the CE marking.
- CE işaretinin yanında ürünün kimlik numarasının görünmesi de sıklıkla şart koşulmaktadır.
- The job, the insurance, it's nothing next to that.
- Bu iş, sigorta, bunun yanında solda sıfır kalıyor.
- The job, the insurance, it's nothing next to that.
- İş, sigorta, falan, bunların yanında hiçbir şey.
- The two dads are always next to their children.
- İki baba da her zaman çocuklarının yanında.
- The two dads are always next to their children.
- İki baba her zaman çocuklarının yanındadır.
- I don't sit next to Tom in science class anymore.
- Artık fen dersinde Tom'un yanında oturmuyorum.
- I sat down next to her.
- Onun yanında oturdum.
- I sat down on the ground next to Tom.
- Tom'un yanında yere oturdum.
- Who are you sitting next to?
- Kimin yanında oturuyorsun?
- Tom lives next to a church.
- Tom bir kilisenin yanında yaşıyor.
- The magazines are piled up next to the table.
- Dergiler masanın yanında yığılı.
- I think the guy standing next to Mary is Tom.
- Sanırım Mary'nin yanında duran adam Tom'dur.
- She saw somebody waiting for her next to the school.
- Okulun yanında onu bekleyen birini görmüş.
- I became aware of being closely observed by a man sitting next to me.
- Yanımda oturan bir adam tarafından yakından izlendiğimin farkına vardım.
- Tom sat next to you on the bus, didn't he?
- Tom otobüste yanında oturdu, değil mi?
- I'll do whatever it takes to keep you next to me.
- Seni yanımda tutmak için ne gerekiyorsa yapacağım.
- Tom sat in a chair next to Mary's bed, watching her sleep.
- Tom onun uyumasını izleyerek Mary'nin yatağının yanında bir koltuğa oturdu.
- The couch is in the foreground next to the table.
- Kanepe masanın yanında ön tarafta.
- I prefer to sit in the front row near the window next to Tom.
- Pencerenin yanında olan ön sırada Tom'un yanına oturmayı tercih ediyorum.
- Tom stood next to Mary.
- Tom Mary'nin yanında durdu.
- I was sitting next to Tom.
- Tom'un yanında oturuyordum.
- Tom likes to sit in the back of the classroom next to the door.
- Tom kapının yanındaki sınıfın arkasında oturmayı seviyor.
- Wait for me next to that tree.
- Beni şu ağacın yanında bekle.
- They've got a telephone next to their bed.
- Yataklarının yanında bir telefon var.
- She slid into the seat next to him.
- O yanındaki koltuğa kaydı.
- Tom sat on the sofa next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanındaki kanepeye oturdu.
- He was walking to the store, but stopped next to her house.
- Dükkana yürüyordu ama onun evinin yanında durdu.
- Tom's mother sat down on the bed next to him and read him a story.
- Tom'un annesi onun yanındaki yatağa oturdu ve ona bir hikaye okudu.
- My cat slept next to me.
- Kedim benim yanımda uyudu.
- Don't scream when I stand next to you.
- Yanında durduğumda bağırma.
- Tom and Mary were sitting next to each other.
- Tom ve Mary birbirlerinin yanında oturuyorlardı.
- He's next to her.
- Onun yanında.
- The embassy is located next to the Supreme Court.
- Büyükelçilik, Yüksek Mahkeme'nin yanında bulunuyor.
- Do you mind if I sit next to you?
- Senin yanında oturmamın bir sakınca var mı?
- My dog sleeps next to my bed.
- Köpeğim yatağımın yanında uyuyor.
- I was sitting next to her.
- Onu yanında oturuyordum.
- His name is Tom and he lives next to the post office.
- Adı Tom ve postanenin yanında yaşıyor.
- Don't put your bag on the seat next to you.
- Çantanı yanındaki koltuğa koyma.
- Tom likes to sit in the back of the classroom next to the door.
- Tom sınıfın arka tarafında, kapının yanında oturmayı seviyor.
- Do you want to sit next to the window?
- Pencerenin yanında oturmak ister misin?
- I'm not sitting next to them.
- Onların yanında oturmuyorum.
- I often buy bread from the bakery next to the post office.
- Postanenin yanındaki fırından sık sık ekmek alırım.
- He lived in a tent next to the river while he attended summer school.
- Yaz okuluna devam ederken nehrin yanında bir çadırda yaşadı.
- The bakery is located next to the butcher shop.
- Fırıncı, kasap dükkanının yanında yer almaktadır.
- Tom's coffee mug is next to Mary's.
- Tom'un kahve fincanı Mary'ninkinin yanında.
- Tom sat down on the bench next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanındaki bankta oturdu.
- My dog sits next to me and watches television.
- Köpeğim yanımda oturup televizyon izliyor.
- Mary sat next to Tom.
- Mary Tom'un yanında oturdu.
- I don't want to sit next to him.
- Onun yanında oturmak istemiyorum.
- Tom sat down on the bench next to me.
- Tom benim yanımdaki bankta oturdu.
- I live next to a dam.
- Ben bir barajın yanında yaşıyorum.
- Next to China, Switzerland is an abandoned village.
- Çin'in yanında, İsviçre terk edilmiş bir köydür.
- Tom is sitting over there next to the window.
- Tom orada, pencerenin yanında oturuyor.
- Why don't you sit next to Tom?
- Neden Tom'un yanında oturmuyorsun?
- Don't stand next to the window.
- Pencerenin yanında durma.
- My car is parked next to Tom's.
- Arabam Tom'unkinin yanında park etti.
- Tom set his glasses down on the desk next to his computer.
- Tom gözlüklerini bilgisayarının yanındaki masanın üzerine koydu.
- I think the guy standing next to Mary is Tom.
- Bence Mary'nin yanında duran adam Tom.
- They are waiting for you next to the long white house.
- Onlar uzun beyaz evin yanında seni bekliyorlar.
- Tom turned to the man next to him and asked him what time it was.
- Tom yanındaki adama döndü ve ona saatin kaç olduğunu sordu.
- Who are you sitting next to?
- Senin yanında oturan kim?
- Tom sat on the floor next to Mary.
- Tom Mary'nin yanında yere oturdu.
- The girl sitting next to you on the bench was very attractive.
- Bankta yanında oturan kız çok çekiciydi.
- The man sitting next to Tom is his father.
- Tom'un yanında oturan adam, onun babası.
- I sat next to his bed for more than two hours.
- Onun yatağının yanında iki saatten fazla oturdum.
- Tom is sitting next to the jukebox.
- Tom müzik kutusunun yanında oturuyor.
- The man in the flat next to Tom is quite odd.
- Tom'un yanındaki dairede oturan adam oldukça tuhaf.
- Sami went and stood next to Layla.
- Sami gitti ve Leyla'nın yanında durdu.
- Tom stood next to Mary, whispering into her ear.
- Tom, Mary'nin yanında durmuş, kulağına fısıldıyordu.
- The man who's sitting next to Tom is his father.
- Tom'un yanında oturan adam, onun babasıdır.
- My desk is next to Tom's.
- Masam Tom'unkinin yanında.
- She's standing next to the yellow house.
- O, sarı evin yanında duruyor.
- The numbers are on the doors or next to the doors.
- Numaralar kapılarda ya da kapıların yanında.
- I don't want to sit next to them.
- Onların yanında oturmak istemiyorum.
- A man came in and sat on the stool next to her.
- Bir adam geldi ve onun yanındaki tabureye oturdu.
- She saw them next to your store.
- Onları senin dükkanının yanında görmüş.
- My cat slept next to me.
- Kedim yanımda uyudu.
- Sami was in bed next to Layla.
- Sami, Leyla'nın yanında yataktaydı.
- Tom was sitting next to Maria.
- Tom, Maria'nın yanında oturuyordu.
- Who was the man you sat next to?
- Yanında oturduğun adam kimdi?
- We set up the tent next to the river.
- Biz nehrin yanında çadır kurduk.
- Tom sat down on the floor next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanında yere oturdu.
- Sami didn't sit down next to me.
- Sami yanımda oturmadı.
- You live next to somebody I work with.
- Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun.
- Tom is standing next to Mary.
- Tom Mary'nin yanında duruyor.
- Don't use the table next to the window.
- Pencerenin yanındaki masayı kullanma.
- He sprawled out on the sofa next to me.
- Yanımdaki kanepeye yayıldı.
- Tom lives next to a library.
- Tom bir kütüphanenin yanında yaşıyor.
- Tom sat in the chair next to Mary.
- Tom Mary'nin yanındaki sandalyeye oturdu.
- The man standing over there next to the bookcase has a photographic memory.
- Kitaplığın yanında duran adamın fotoğrafik hafızası var.
- Do you know why Tom doesn't want me to sit next to him?
- Tom'un neden onun yanında oturmamı istemediğini biliyor musun?
- The numbers are on the doors or next to the doors.
- Sayılar kapılarda veya kapıların yanında.
- That tall girl standing next to Tom is Mary.
- Tom'un yanında duran o uzun kız Mary'dir.
- Tom's desk is next to Mary's.
- Tom'un masası Mary'ninkinin yanındadır.
- We live in house number fifty, next to the market.
- Elli numaralı evde oturuyoruz, marketin yanında.
- Tom put his duffle bag on the seat next to him.
- Tom spor çantasını onun yanındaki koltuğa koydu.
- Tom sat on the grass next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanındaki çimenlere oturdu.
- His bed is next to the wall.
- Onun yatağı duvarın yanında.
- Tom sat on the floor next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanında yere oturdu.
- The bathroom is next to your room.
- Banyo odanızın yanında.
- There are daisies next to the steel building.
- Çelik binanın yanında papatyalar var.
- I sat next to a man on the airplane who snored the whole time.
- Uçakta sürekli horlayan bir adamın yanında oturdum.
- Tom was sitting next to Mary.
- Tom Mary'nin yanında oturuyordu.
- She slid into the seat next to him.
- Onun yanındaki koltuğa kayarak oturdu.
- He was sitting next to me.
- Yanımda oturuyordu.
- He lived next to his uncle.
- Amcasının yanında yaşıyormuş.
- The man who looks like me standing next to my sister is my twin brother.
- Kız kardeşimin yanında duran bana benzeyen adam benim ikiz kardeşim.
- Don't stand next to me.
- Yanımda durma.
- I'm not sitting next to him.
- Onun yanında oturmuyorum.
- Tom's car is parked next to Mary's.
- Tom'un arabası Mary'ninkinin yanında park edilir.
- She is happy next to her boyfriend.
- Erkek arkadaşının yanında mutlu.
- Tom sat in the passenger seat next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanındaki yolcu koltuğuna oturdu.
- That man standing over there next to the maple tree is Tom.
- Akçaağacın yanında duran şu adam Tom.
- I don't want to sit next to you.
- Senin yanında oturmak istemiyorum.
- He is next to me.
- O benim yanımda.
- I sat down on the sofa next to Tom.
- Tom'un yanındaki kanepeye oturdum.
- I live next to her.
- Onun yanında yaşıyorum.
- Tom was sitting next to me.
- Tom benim yanımda oturuyordu.
- I was robbed of my wallet by the man sitting next to me.
- Yanımda oturan adam tarafından cüzdanım çalındı.
- Tom sat next to Mary and read a book while she sat there knitting.
- Tom, Mary'nin yanında oturdu ve o orada oturup örgü örerken bir kitap okudu.
- Don't stand next to me.
- Benim yanımda durma.
- Who's that sitting next to you in this picture?
- Bu resimde senin yanında oturan kim?
- Tom told me to meet him at the restaurant next to the hotel.
- Tom onunla otelin yanındaki lokantada buluşmamı söyledi.
- Next to China, Switzerland is an abandoned village.
- Çin'in yanında, İsviçre terk edilmiş bir köy.
- Wait for me next to that tree.
- Beni o ağacın yanında bekle.
- Is your car next to her house?
- Senin araban onun evinin yanında mı?
- I prefer to sit in the front row near the window next to Tom.
- Ön sırada, pencerenin yanında Tom'un yanında oturmayı tercih ederim.
- Tom sat down on the bench next to me.
- Tom yanımdaki banka oturdu.
- And who is this guest standing next to the piano?
- Piyanonun yanında duran bu misafir kim?
- Tom lived in a tent next to the river while he attended summer school.
- Tom yaz okuluna devam ederken nehrin yanında bir çadırda yaşadı.
- I'm not sitting next to Tom.
- Tom'un yanında oturmuyorum.
- Tom was sitting on the couch next to Mary.
- Tom Mary'nin yanındaki kanepede oturuyordu.
- They are waiting for you next to the long white house.
- Uzun beyaz evin yanında seni bekliyorlar.
- Tom decided not to sit next to Mary.
- Tom Mary'nin yanında oturmamaya karar verdi.
- I'm not sitting next to her.
- Onun yanında oturmuyorum.
- The hospital is next to the school.
- Hastane, okulun yanındadır.
- Tom sat down on the bench next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanındaki banka oturdu.
- The embassy is located next to the Supreme Court.
- Elçilik, yargıtayın yanında yer almaktadır.
- The man sitting next to Tom is his father.
- Tom'un yanında oturan adam onun babası.
- Tom entered the bar and sat on the stool next to Mary.
- Tom bara girdi ve Mary'nin yanındaki tabureye oturdu.
- I was sitting next to her.
- Onun yanında oturuyordum.
- The man who lives next to Tom is quite peculiar.
- Tom'un yanında yaşayan adam oldukça tuhaf.
- Tom closed the book and put it on the small table next to his chair.
- Tom kitabı kapattı ve sandalyesinin yanındaki küçük masanın üzerine koydu.
- Tom is sitting next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanında oturuyor.
- Tom is sitting next to Mary, isn't he?
- Tom Mary'nin yanında oturuyor, değil mi?
- What's that next to the door?
- Kapının yanında ne var?
- Can I sit next to them?
- Onların yanında oturabilir miyim?
- They have a telephone next to their bed.
- Yataklarının yanında bir telefon var.
- Don't use the table next to the window.
- Pencerenin yanındaki masayı kullanmayın.
- Tom is sitting next to the jukebox.
- Tom, müzik kutusunun yanında oturuyor.
- Tom put his duffle bag on the seat next to him.
- Tom çantasını yanındaki koltuğa koydu.
- I'm not sitting next to them.
- Ben onların yanında oturmuyorum.
- I want a bed next to the window.
- Pencerenin yanında bir yatak istiyorum.
- It was next to the door.
- O kapının yanındaydı.
- Tom was sitting next to me.
- Tom yanımda oturuyordu.
- Tom let me sit next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanında oturmama izin verdi.
- I sat down on the couch next to Tom.
- Tom'un yanındaki kanepeye oturdum.
- Who's that woman standing next to Tom?
- Tom'un yanında duran kadın kim?
- There are a few shops next to my house.
- Evimin yanında birkaç dükkân var.
- The library is next to the bus stop.
- Kütüphane, otobüs durağının yanında.
- I saw Tom standing next to Mary's motorcycle.
- Tom'u Mary'nin motosikletinin yanında dururken gördüm.
- A man came in and sat on the stool next to her.
- Bir adam içeri geldi ve onun yanındaki tabureye oturdu.
- Sami went and stood next to Layla.
- Sami gitti ve Layla'nın yanında durdu.
- I sat down on the couch next to her.
- Onun yanındaki kanepeye oturdum.
- A black car stopped next to the hospital.
- Hastanenin yanında siyah bir araba durdu.
- Tom still sleeps next to his mom.
- Tom hâlâ annesinin yanında uyuyor.
- Tom sat down on the floor next to Mary.
- Tom Mary'nin yanında yerde oturdu.
- Tom sat on the sofa next to Mary.
- Tom kanepede Mary'nin yanında oturdu.
- Sami was in bed next to Layla.
- Sami yatakta Layla'nın yanındaydı.
- Tom lived next to his uncle.
- Tom amcasının yanında yaşıyordu.
- Tom wanted to be buried next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanında gömülmek istedi.
- I sat down on the couch next to him.
- Onun yanındaki kanepeye oturdum.
- The fire station is next to the police station.
- Itfaiye istasyonu karakolun yanındadır.
- We live next to a farm.
- Bir çiftliğin yanında yaşıyoruz.
- I can't believe I'm sitting next to Tom.
- Tom'un yanında oturduğuma inanamıyorum.
- I live next to him.
- Onun yanında yaşıyorum.
- What's that next to the door?
- O kapının yanındaki ne öyle?
- I was sitting next to him.
- Onun yanında oturuyordum.
- I'll do whatever it takes to keep you next to me.
- Seni yanımda tutmak neye mal olursa olsun yapacağım.
- Tom owns a small store next to the petrol station.
- Tom'un benzin istasyonunun yanında küçük bir dükkanı var.
- Tom lived next to a library.
- Tom bir kütüphanenin yanında yaşıyordu.
- Stop next to the school.
- Okulun yanında durun.
- Tom pointed to the chair next to his.
- Tom yanındaki sandalyeyi işaret etti.
- We pitched the tent next to the river.
- Çadırı nehrin yanında kurduk.
- She sat next to me.
- Yanımda oturdu.
- A black car stopped next to the hospital.
- Siyah bir araba hastanenin yanında durdu.
- I live next to them.
- Onların yanında yaşıyorum.
- The United States is next to Canada.
- Birleşik Devletler Kanada'nın yanında.
- That man standing over there next to the maple tree is Tom.
- Orada akçaağacın yanında duran o adam Tom'dur.
- Mr Johnson's house is next to my house.
- Bay Johnson'ın evi benim evimin yanında.
- Tom put his briefcase on the floor next to his desk.
- Tom çantasını masasının yanında yere koydu.
- No, the chairs are next to the table.
- Hayır, sandalyeler masanın yanında.
- A beautiful girl sat next to me.
- Yanımda güzel bir kız oturuyordu.
- I sat down on a bench next to Tom.
- Tom'un yanındaki bir bankta oturdum.
- Tom told me to meet him at the restaurant next to the hotel.
- Tom bana otelin yanındaki restoranda onunla buluşmamı söyledi.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- It was next to the door.
- Kapının yanındaydı.
- His bed is next to the wall.
- Yatağı duvarın yanında.
- Tom's office is next to Mary's.
- Tom'un ofisi Mary'ninkinin yanında.
- Tom sat next to Mary in class.
- Tom sınıfta Mary'nin yanında oturdu.
- Tom pointed to the chair next to his.
- Tom onunkinin yanındaki sandalyeyi gösterdi.
- The problem is that Tom doesn't want to sit next to Mary.
- Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.
- Tom's coffee mug is next to Mary's.
- Tom'un kahve kupası Mary'ninkinin yanında.
- Tom's dog sleeps next to Tom's bed.
- Tom'un köpeği Tom'un yatağının yanında uyuyor.
- He was sitting next to me.
- O benim yanımda oturuyordu.
- I've saved you a seat next to me.
- Sana yanımda bir koltuk ayırdım.
- Tom is sitting next to Mary, isn't he?
- Tom, Mary'nin yanında oturuyor, değil mi?
- Who's that woman standing next to Tom?
- Tom'un yanında duran şu kadın kimdir?
- My dog sleeps next to my bed.
- Köpeğim yatağımın yanında uyur.
- Who was the man you were sitting next to?
- Yanında oturduğun adam kimdi?
- Tom won't want to sit next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanında oturmak istemeyecek.
- You won't believe who sat next to me.
- Yanımda kimin oturduğuna inanamayacaksın.
- The princess stood next to the piano.
- Prenses piyanonun yanında durdu.
- The train station is next to the hotel.
- Tren istasyonu, otelin yanındadır.
- The chair stands next to the door.
- Sandalye kapının yanında duruyor.
- But was he sitting next to you on the plane?
- Ama o, uçakta senin yanında oturuyor muydu?
- I sat next to his bed for more than two hours.
- Yatağının yanında iki saatten fazla oturdum.
- The market is next to the pharmacy.
- Market eczanenin yanındadır.
- The library is next to the bus stop.
- Kütüphane otobüs durağının yanında.
- The police found a cartridge case next to the body.
- Polis cesedin yanında bir fişek kovanı buldu.
- He was walking to the store, but stopped next to her house.
- Dükkâna doğru yürüyordu ama kadının evinin yanında durdu.
- Tom's dog sleeps next to Tom's bed.
- Tom'un köpeği Tom'un yatağının yanında uyur.
- They've got a telephone next to their bed.
- Onların, yataklarının yanında bir telefonları vardır.
- Tom is sitting next to Mary.
- Tom Mary'nin yanında oturuyor.
- My coffee cup is next to Tom's.
- Benim kahve fincanım Tom'unkinin yanında.
- Tom is sitting right next to me.
- Tom tam yanımda oturuyor.
- Tom closed the book and put it on the small table next to his chair.
- Tom kitabı kapattı ve koltuğunu yanındaki küçük masanın üzerine koydu.
- There are a few shops next to my house.
- Evimin yanında birkaç dükkan var.
- Tom sat next to someone he didn't know.
- Tom bilmediği birinin yanında oturdu.
- Tom was sitting on the couch next to Mary.
- Tom kanepede Mary'nin yanında oturuyordu.
- There are two chairs next to the table.
- Masanın yanında iki sandalye var.
- Tom is standing next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanında duruyor.
- Can I sit next to him?
- Onun yanında oturabilir miyim?
- Her bed is next to the wall.
- Yatağı duvarın yanında.
- I live next to them.
- Onların yanında oturuyorum.
- Tom sat down on the bed next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanındaki yatağa oturdu.
- The market is next to the pharmacy.
- Market eczanenin yanında.
- I can't believe I'm sitting next to Mary.
- Mary'nin yanında oturduğuma inanamıyorum.
- He asked some questions of the lady standing next to him.
- Yanında duran kadına bazı sorular sordu.
- Tom was sitting next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanında oturuyordu.
- Tom sat in the chair next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanındaki sandalyeye oturdu.
- The bathroom is next to your room.
- Banyo odanın yanında.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, sınıfımızdaki en hızlı koşucu benim.
- Tom lived next to his uncle.
- Tom amcasının yanında yaşadı.
- Tom slumped down next to Mary.
- Tom Mary'nin yanında yığılıp kaldı.
- She forgot to stop next to my house.
- Evimin yanında durmayı unuttu.
- The fire station is next to the police station.
- İtfaiye karakolu polis karakolunun yanında.
- There are roses next to the steel building.
- Çelik binanın yanında güller var.
- Tom sat in the passenger seat next to Mary.
- Tom Mary'nin yanındaki yolcu koltuğuna oturdu.
- I don't sit next to Tom in science class anymore.
- Artık fen sınıfında Tom'un yanında oturmuyorum.
- My desk is next to Tom's.
- Benim masam Tom'unkinin yanında.
- It's next to that building.
- O binanın yanında.
- I live next to Tom.
- Tom'un yanında yaşıyorum.
- I don't want to sit next to Tom tonight.
- Bu gece Tom'un yanında oturmak istemiyorum.
- I was robbed of my wallet by the man sitting next to me.
- Yanımda oturan adam tarafından cüzdanım soyuldu.
- The bank is next to the post office.
- Banka postanenin yanındadır.
- I sat down on a bench next to Tom.
- Tom'un yanındaki banka oturdum.
- The princess stood next to the piano.
- Prenses piyanonun yanında duruyordu.
- Tom is sitting over there next to the window.
- Tom orada pencerenin yanında oturuyor.
- I live next to a dam.
- Bir barajın yanında yaşıyorum.
- Can I sit next to her?
- Onun yanında oturabilir miyim?
- Tom sat on the bus next to Mary.
- Tom, otobüste Mary'nin yanında oturdu.
- I often buy bread from the bakery next to the post office.
- Çoğunlukla postanenin yanındaki fırından ekmek alırım.
- She forgot to stop next to my house.
- Evimin yanında durmayı unutmuş.
- Tom sat in a chair next to Mary's bed, watching her sleep.
- Tom, Mary'nin yatağının yanındaki sandalyeye oturmuş onun uyumasını izliyordu.
- Next to my house is a main street.
- Evimin yanında bir ana cadde var.
- Tom spoke to the person sitting next to him on the train.
- Tom trende yanında oturan kişiyle konuştu.
- The bakery is located next to the butcher shop.
- Fırın, kasap dükkanının yanında.
- Stop next to the school.
- Okulun yanında dur.
- Tom sat down on a chair next to Mary's wheelchair.
- Tom, Mary'nin tekerlekli sandalyesinin yanındaki sandalyeye oturdu.
- I was sitting next to them.
- Onların yanında oturuyordum.
- The bank is next to the post office.
- Banka postanenin yanında.
- Tom built his son a house next to his own.
- Tom oğluna kendi evinin yanında bir ev inşa etti.
- The hospital is next to the school.
- Hastane okulun yanında.
- She is happy next to her boyfriend.
- O, erkek arkadaşının yanında mutludur.
- We live in house number fifty, next to the market.
- Marketin yanındaki 50 numaralı evde yaşıyoruz.
- I'm sitting next to Tom.
- Tom'un yanında oturuyorum.
- The funeral parlor is next to the cemetery.
- Cenaze salonu mezarlığın yanında.
- She saw somebody waiting for her next to the school.
- O, okulun yanında onu bekleyen birini gördü.
- He lives next to me.
- Benim yanımda yaşıyor.
- The bakery is next to the butchery.
- Fırın, kasap dükkanının yanında.
- The man sitting next to me on the plane slept the whole way.
- Uçakta yanımda oturan adam bütün yol boyunca uyudu.
- At night, Mary could see the stars through the window next to her bed.
- Mary geceleri yatağının yanındaki pencereden yıldızları görebiliyordu.
- Is your car next to her house?
- Araban onun evinin yanında mı?
- I became aware of being closely observed by a man sitting next to me.
- Yanımda oturan bir adam tarafından yakından izlendiğimi fark ettim.
- I don't want to sit next to her.
- Onun yanında oturmak istemiyorum.
- The keys are on the dresser next to my hat.
- Anahtarlar şifonyerin üstünde, şapkamın yanında.
- The biggest door is next to the window.
- En büyük kapı pencerenin yanında.
- Why don't you sit here next to me?
- Neden burada yanımda oturmuyorsun?
- And who is this guest standing next to the piano?
- Ve piyanonun yanında duran bu konuk kim?
- I'd rather she sat next to me.
- Yanımda oturmasını tercih ederdim.
- Tom was right next to me the whole time.
- Tom hep yanımdaydı.
- The man who's sitting next to Tom is his father.
- Tom'un yanında oturan adam onun babası.
- I sat down on the couch next to her.
- Ben de onun yanındaki kanepeye oturdum.
- Tom sat next to Mary on the floor.
- Tom yerde Mary'nin yanında oturdu.
- The police found a cartridge case next to the body.
- Polis cesedin yanında bir mermi kovanı buldu.
- That tall girl standing next to Tom is Mary.
- Tom'un yanında duran uzun boylu kız Mary.
- Go and stand next to your car.
- Git ve arabanın yanında dur.
- The train station is next to the hotel.
- Tren istasyonu otelin yanında.
- She sat next to him on the bus.
- Otobüste onun yanında oturdu.
- Sami went and stood next to Layla.
- Sami gidip Leyla'nın yanında dayandı.
- She's standing next to the yellow house.
- Sarı evin yanında duruyor.
- Tom's desk is next to Mary's.
- Tom'un masası Mary'ninkinin yanında.
- The couch is in the foreground next to the table.
- Kanepe önde, masanın yanında.
- Tom didn't want to sit next to me.
- Tom yanımda oturmak istemiyordu.
- Don't scream when I stand next to you.
- Senin yanında durduğum zaman çığlık atma.
- I stood next to Tom.
- Tom'un yanında durdum.
- Tom's house is next to mine.
- Tom'un evi benimkinin yanında.
Show More (307)
|