| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Colloquial | ||
| Konuşma Dili | not buy f. | yememek (inanmamak/kanmamak) |
| Konuşma Dili | not buy f. | yutmamak (inanmamak/kanmamak) |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | not afford to (buy something) f. | parası yetmemek | ||
|
I could not afford to buy a bicycle, much less a car. Bırakın arabayı, bisiklet almaya bile param yetmedi. More Sentences |
||||
| Proverb | ||||
| Atasözü | i'm not rich enough to buy cheap things | ucuz mal alacak kadar zengin değilim | ||
| Atasözü | i'm not rich enough to buy cheap stuff | ucuz mal alacak kadar zengin değilim | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | not buy something f. | bir şeyi yutmamak (inanmamak) | ||
| Deyim | not buy something f. | bir şeyi yememek (inanmamak) | ||
