|
- I should also like to ask the Commission not to leave the Czech Republic and Slovakia out of its emergency aid plans.
- Ayrıca Komisyon'dan Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'yı acil yardım planlarının dışında bırakmamasını rica ediyorum.
- She was careful not to leave the door unlocked.
- Kapıyı açık bırakmamaya dikkat ediyordu.
- Tom asked Mary not to leave him alone.
- Tom Mary'den onu yalnız bırakmamasını istedi.
- I advised Tom not to leave his door unlocked.
- Tom'a kapısını açık bırakmamasını tavsiye ettim.
- I advised Tom not to leave his windows open at night.
- Tom'a geceleri pencerelerini açık bırakmamasını tavsiye ettim.
- Tom advised Mary not to leave her windows open at night.
- Tom, Mary'ye geceleri pencerelerini açık bırakmamasını tavsiye etti.
- Tom advised Mary not to leave her door unlocked.
- Tom Mary'ye kapıyı açık bırakmamasını tavsiye etti.
- Tom was careful not to leave the door unlocked.
- Tom kapıyı açık bırakmamaya dikkat etti.
- Tom was careful not to leave the door unlocked.
- Tom kapıyı açık bırakmamak için dikkatliydi.
- Tom asked Mary not to leave him alone.
- Tom, Mary'den onu yalnız bırakmamasını istedi.
- She was careful not to leave the door unlocked.
- Kapıyı açık bırakmayacak kadar dikkatliydi.
- Tom advised Mary not to leave her windows open at night.
- Tom Mary'ye pencereleri gece açık bırakmamasını tavsiye etti.
- I told Tom not to leave his door unlocked.
- Tom'a kapısını açık bırakmamasını söyledim.
- Tom advised Mary not to leave her door unlocked.
- Tom, Mary'ye kapısını kilitsiz bırakmamasını tavsiye etti.
- Tom advised Mary not to leave her door open.
- Tom, Mary'ye kapısını açık bırakmamasını tavsiye etti.
- Tom was careful not to leave any evidence.
- Tom kanıt bırakmamaya dikkat etti.
- She asked him not to leave her alone.
- Ondan kendisini yalnız bırakmamasını istedi.
Show More (14)
|