Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.
|
İngilizce |
Türkçe |
|
| 1 |
not to like |
hoşlanmamak |
v. |
|
- The job of a professional manager is not to like people.
- Profesyonel bir yöneticinin işi insanlardan hoşlanmak değildir.
- I'm beginning not to like you, Tom.
- Senden hoşlanmamaya başlıyorum, Tom.
- Tom pretended not to like Mary.
- Tom, Mary'den hoşlanmıyormuş gibi davrandı.
- It's hard not to like her.
- Ondan hoşlanmamak zor.
- It's hard not to like him.
- Ondan hoşlanmamak zor.
- It's hard not to like them.
- Onlardan hoşlanmamak zor.
- It's hard not to like Tom.
- Tom'dan hoşlanmamak zor.
- It's hard not to like you.
- Senden hoşlanmamak çok zor.
- I've got a good reason not to like Tom.
- Tom'dan hoşlanmamak için iyi bir nedenim var.
- I've got a good reason not to like Tom.
- Tom'dan hoşlanmamak için iyi bir sebebim var.
Show More (7)
|