obliged - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
obliged yükümlü adj.
  • Under Article 88, the Commission is obliged to supervise state aid.
  • 88. Madde uyarınca Komisyon devlet yardımlarını denetlemekle yükümlüdür.
  • That is how the Member States are obliged to regulate the arms trade.
  • Üye Devletler silah ticaretini bu şekilde düzenlemekle yükümlüdür.
  • All ships are obliged to discharge waste in European Union ports.
  • Tüm gemiler Avrupa Birliği limanlarında atık boşaltmakla yükümlüdür.
Show More (21)
obliged minnettar adj.
  • I would be obliged to you if you could answer this question.
  • Bu soruya cevap verebilirseniz size minnettar olurum.
  • I am much obliged to you for your kindness.
  • Nezaketiniz için size çok minnettarım.
  • I am much obliged to you for your kindness.
  • Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
Show More (0)
obliged zorunlu adj.
  • From the age of 14 one is obliged to carry ID in Holland.
  • 14 yaşından itibaren Hollanda'da kimlik taşımak zorunludur.
Show More (-2)
obliged mecbur adj.
  • No, you're not obliged.
  • Hayır, mecbur değilsin.
Show More (-2)