|
- It is said that this is a one-way market opening process.
- Bunun tek yönlü bir pazar açma süreci olduğu söyleniyor.
- The concept of an ally must not be a one-way road.
- Müttefik kavramı tek yönlü bir yol olmamalıdır.
- This is not a one-way street, it is a two-way street.
- Bu tek yönlü bir yol değil, iki yönlü bir yoldur.
- It is really quite a one-way process that is described in the Commission's proposal.
- Komisyonun teklifinde açıklanan gerçekten de oldukça tek yönlü bir süreçtir.
- This is not a one-way street, it is a two-way street.
- Bu tek yönlü bir yol değil, iki yönlü bir yol.
- Free trade is not a one-way street, and more or less concealed protectionism should be a thing of the past.
- Serbest ticaret tek yönlü bir yol değildir ve az ya da çok gizli korumacılık geçmişte kalmalıdır.
- You may be wondering how this is going to help with my one-way link campaign.
- Bunun benim tek yönlü bağlantı kampanyama nasıl yardımcı olacağını merak ediyor olabilirsiniz.
- This is a one-way street.
- Bu tek yönlü bir sokak.
- This isn't a one-way street.
- Bu tek yönlü bir yol değil.
- Tom bought a one-way ticket.
- Tom tek yönlü bir bilet aldı.
- Be careful not to drive the wrong way on a one-way street.
- Tek yönlü bir yolda yanlış yöne gitmemeye dikkat edin.
- This is a one-way street.
- Bu tek yönlü bir yol.
- Be careful not to drive the wrong way on a one-way street.
- Tek yönlü bir caddede ters yönde sürmemeye dikkat edin.
Show More (10)
|
