Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
korsan-sınıfı krüvazör
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
ounce
ons
n.
The price of gold per
ounce
has seen a dramatic rise.
Altının
ons
fiyatı önemli bir yükseliş gösterdi.
We must have two
ounces
of vanilla to make this cake.
Bu pastayı yapmak için iki
ons
vanilyamız olmalı.
We must have two
ounces
of vanilla to make this cake.
Bu keki yapmak için iki
ons
vanilya almalıyız.
Show More (0)
2
ounce
bir parça
n.
I can only wish she could have an
ounce
of decency.
Keşke
bir parça
da olsa nezaketli olabilse.
It's clear Tom doesn't have an
ounce
of humanity.
Tom'un
bir parça
insanlığının olmadığı açık.
Show More (-1)