ounce - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
ounce ons n.
  • The price of gold per ounce has seen a dramatic rise.
  • Altının ons fiyatı önemli bir yükseliş gösterdi.
  • We must have two ounces of vanilla to make this cake.
  • Bu pastayı yapmak için iki ons vanilyamız olmalı.
  • We must have two ounces of vanilla to make this cake.
  • Bu keki yapmak için iki ons vanilya almalıyız.
Show More (0)
ounce bir parça n.
  • I can only wish she could have an ounce of decency.
  • Keşke bir parça da olsa nezaketli olabilse.
  • It's clear Tom doesn't have an ounce of humanity.
  • Tom'un bir parça insanlığının olmadığı açık.
Show More (-1)