|
- It is going to reduce ground-level ozone.
- Yer seviyesindeki ozonu azaltacak.
- It is going to make sure that we reduce the incidence of asthma caused by ground-level ozone.
- Yer seviyesindeki ozonun neden olduğu astım vakalarını azaltmamızı sağlayacaktır.
- I was happy to vote for the directive on ozone.
- Ozon direktifine oy vermekten mutluluk duydum.
- Specifically where ozone is concerned, we are of course in an odd situation.
- Özellikle ozon söz konusu olduğunda, elbette garip bir durumla karşı karşıyayız.
- It is going to make sure that we reduce the incidence of asthma caused by ground-level ozone.
- Bu çalışma, yer seviyesindeki ozonun neden olduğu astım vakalarını azaltmamızı sağlayacaktır.
- Concentrations of ozone are very unevenly distributed amongst the Member States.
- Ozon konsantrasyonları Üye Devletler arasında çok dengesiz bir şekilde dağılmıştır.
- Nonetheless, ozone still constitutes one of the most serious environmental problems.
- Bununla birlikte ozon hala en ciddi çevre sorunlarından birini oluşturmaktadır.
- These emissions contribute to ozone formation, which is one of the air pollution problems we have still not solved.
- Bu emisyonlar, hala çözemediğimiz hava kirliliği sorunlarından biri olan ozon oluşumuna katkıda bulunmaktadır.
- Nothing better illustrates this than the need for concerted action on ozone.
- Bunu ozon konusunda ortak hareket etme ihtiyacından daha iyi hiçbir şey gösteremez.
- Ozone is a collective problem which has to be dealt with collectively.
- Ozon, toplu olarak ele alınması gereken kolektif bir sorundur.
- A few hours after the clouds cleared and the sun came out, and the desert smelled of ozone.
- Birkaç saat sonra bulutlar dağıldı ve güneş açtı, çöl ozon kokuyordu.
Show More (8)
|
